Söylemeliyim ki, daha güvenilir ve dayanıklı olmuşsun. | Open Subtitles | يجب أن أقول بأنك أصبحت أكثر موثوقية و دمت لوقت أطول |
Daha evrensel görünüyor. Eğer bütün bu şeyi ele alırsanız, oldukça büyük ve güvenilir bir makine olacak, onu oluşturan parçalardan çok daha güvenilir. | TED | تبدو أكثر كونيةً-- اذا أخذت كل هذا الشئ، أنها آلة ضخمة جداً، آلة ، موثوق بها جداً، أكثر موثوقية من أجزائها. |
Kız kardeşinden daha güvenilir biri olsan iyi olur. | Open Subtitles | كنت أفضل أن تكون أكثر موثوقية من أختك. |
Belki de töreni yönetmesi için daha güvenilir birilerini bulmalıyım. | Open Subtitles | ربما علي الحصول على شخص أكثر ثقة ليفعلها |
Talihsiz gözden düşüşüne rağmen Kralın hizmetinde daha güvenilir biri yok. | Open Subtitles | بغض النظر عن فقدانه منصبه, ليس هناك رجل أكثر ثقة منه في خدمة الملك. |
Eğer tüm resim tipleri birbirine çok benzeyen resimler üretirse biz daha güvenilir olmaya başlayabiliriz ki bizim yaptığımız resim varsayımları bu resimden çok fazla sapmaz. | TED | في حال كانت الصور الناتجة من مختلف الخصائص متشابهه فيما بينها، عندها يمكننا أن نكون أكثر ثقة أن الافتراضات التي نكونها للصورة لن تكون منحازة لخصائص نوع محدد. |
Ayrıca, yalanınızı daha güvenilir göstermek için evrakları getirme konusuna gereksiz ayrıntılar eklediniz. | Open Subtitles | إضافةً أنّك وضعت تفاصيل لا لزوم لها حيال توصيل الصحف، فقط كي تجعل كذبتك تبدو أكثر مصداقيّة |
Kesinlikle bazı durumlarda benden daha güvenilir. | Open Subtitles | بالتأكيد, أكثر موثوقية مني أحياناً! |
Sonraki birkaç yılda Paris'te Alain Aspect öncülüğündeki bir ekip tarafından daha güvenilir sonuçlar verecek şekilde geliştirildi. | Open Subtitles | على مدى السنوات القليلة المقبلة، تم تحسينها من قبل فريق بقيادة (آلان اسبكت) في باريس، جعلوا نتائجها أكثر موثوقية |
Evet, Büyükannem ve ben hep Molesley'den daha güvenilir biri olamayacağını söyleriz. | Open Subtitles | أوه، نعم، جدتي وأنا دائماً مانقول... ليس هناك أحد أكثر موثوقية من ، (موسلي). |
Aynı resmi farklı yapboz parçaları setinden elde ettiğimizde daha güvenilir olmaya başlayabiliriz ki yaptığımız resim kabulü, çok fazla aldığımız son resimle karşıtlık oluşturmaz. | TED | عندما نحصل على ذات الصورة بعد استخدام أجزاء أحاجي من مجموعات مختلفة، عندها يمكننا أن نكون أكثر ثقة أن افتراضات الصور التي لدينا لن تكون منحازة للصور النهائية بشكل كبير. |
Eğer bu talebi mahkemeye götürürsem, kararın... jürinin hangi psikiyatrı daha güvenilir bulacağına bağlı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقصد أنني إذا قمت بتقديم هذا الالتماس أمام المحكمة فإن الحكم سيعتمد على الطبيب النفسي الذي تراه هيئة المحلفين أكثر ثقة وأهلية |
Eski ortağınızdan daha güvenilir olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفترض أنك أكثر ثقة من شريكك السابق |
Başka insanlar daha güvenilir olduğundandır. | Open Subtitles | لابد أن الآخرين كانوا أكثر ثقة |
- Bence oraya ineceksen daha güvenilir bir ışık kaynağı almalısın. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نحظي بمصدر ضوء أكثر ثقة لو أنك ذاهب لأسفل- |
bazılarına göre Markiz de Maynes'in daha güvenilir olduğunu söyleyebilirim... evet kraliçe onu koruyucum olarak atadı. | Open Subtitles | ومع ذلك ، أقول أن المركيز (دى ماين) أكثر ثقة من بعضهم أجل ، صاحبة الجلالة قامت بتعينه وصياً على ممتلكاتي |
Sonuçlarının, daha güvenilir olduğunu gösterir. | Open Subtitles | -ممّا يجعل إستنتاجاتكِ أكثر مصداقيّة |