Yine de politik eşitlik için daha geniş destek elde etmekte zorlanıyorlardı. | TED | ومع ذلك ، كانت تكافحن لتأمين دعم أوسع للمساواة السياسية بين الجنسين. |
Biz tam da bu konuyu çok daha geniş bir kapsamda inceledik. | TED | إذن درسنا هذه الفكره بالذات بالمنظور أوسع |
Ve anladım ki bu muhtemelen, daha geniş ölçekteki diğer hikayelerin de gerçekliği. | TED | وأدركت أن هذا ينطبق غالبًا على قصصي الأخرى وحتى على نطاق أوسع. |
Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. | TED | لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر. |
Şimdi size MGH'nin verdiğinden daha geniş bir bakış açısı göstereceğim. | TED | وهذه صورة اوسع للاهداف الانمائية للالفية |
Bu tartışma 19. yüzyılda, İbranice kutsal metinlerin çok daha geniş bir dinsel alanın parçası olduğunu fark eden herkesi huzursuz ediyor. | TED | فزعزع الجدل الجميع في القرن 19 لإدراك أن الكتابات المقدسة العبرية هي جزء من عالم أوسع من الديانات. |
Çünkü Jimmy Kimmel gibi trend belirleyiciler bizi yeni ve ilginç şeylerle tanıştırıyorlar ve onları daha geniş kitlelerle buluşturuyorlar. | TED | لأن صانعي الأذواق مثل جيمي كيميل يقدمون لنا أشياء جديدة ومثيرة ويأتون بها إلى جمهور أوسع. |
Tabii bu sadece denizaltının daha geniş bir görüş alanı olmasından da kaynaklanıyor olabilir. | TED | وقد يكون السبب وراء هذا هو أن الغواصة لها مجال رؤية أوسع. |
Ve bir bakıma, video oyunları, yazı karakterleri ve diğer tüm şeyleriyle beraber bizi, insanların tasarımla ilgili daha geniş düşünebilmeleri için çalışmaya doğru itiyor. | TED | وبطريقة، وألعاب الفيديو، والخطوط وكل شيء أخر تؤدي بنا جعل الناس يفهمون معنى أوسع للتصميم. |
İnsan gözünden çok daha geniş bir görüş açısı var. | TED | وهي ترى زاوية أوسع من قدرة العين البشرية. |
Başka insanlar beni güçlü gördüğünde, bana daha geniş yelpaze sunuyorlar. | TED | عندما يراني الآخرون قوياً، فإنهم يمنحوني نطاقاً أوسع. |
Toplumlarımızda daha fazla yara açarak enfeksiyonlarını daha geniş ölçüde yaymak istiyorlar. | TED | يريدون التسبب بالمزيد من الجروح في مجتمعاتنا ليتمكنوا من استغلالها لنشر العدوى على نطاق أوسع. |
Veya öncülerden aldığınız bilginin daha geniş alıcı kitlesine yardım etmek için gerçekten oldukça hızlı bir şekilde yayılacağına dair görüşünüz var mı? | TED | أو هل عندك تصورٌ بأن المعرفة التي حصلت عليها من الرُّواد يمكن فعلاً أن تنتشر بسرعة لتساعد مجموعةٍ أوسع من المُتَلقين؟ |
Bu zamana kadar, bu alandaki çalışmalar yakın aile ilişkilerine odaklanmış ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik. | TED | حتى اليوم، ركزت الدراسات في هذا المجال على العلاقات العائلية المباشرة لكننا نريد رؤيته من مجال أوسع |
Bunu ya doğrudan yapabilirler ya da daha geniş kitleye etki ederek yapabilirler. | TED | وسوف يفعلون ذلك إما مباشرة، أو خلال تأثيرهم على شريحة أوسع. |
Fakat elbette, seri üretimin maliyetleri... ...bizi daha geniş alanlara töneltmiştir. | TED | ولكن بطبيعة الحال كان ثَمَنُ اعتماد الإنتاج الضخم الإِنتقال إلى نطاق أوسع. |
Eğer en yakınınızdaki kapıyı söküp onu yakalamak için daha geniş alan sağlasanız bile, onu yine de kurtaramayacaksınız. | TED | حتى لو انتزعت اقرب باب لكي توفر مساحة أكبر لالتقاطها به ستبقى غير قادر على انقاذها على اي حال |
Giriş için biraz daha geniş durmam gerektiğini düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن علي الوقوف في مكان أكبر عند الدخول؟ |
O tür çalışmalar çok daha geniş popülasyon gerektirir. | TED | تلك الأنواع من الدراسات تحتاج إلى عددٍ أكبر من المتبرعين. |
Şimdi size daha geniş bir resim çizmeme izin verin, çocuk ölüm oranlarına ait daha geniş bir bakış. | TED | دعوني اظهر لكم صورة اكبر للامر صورة اوسع فيما يتعلق بمعدل وفيات الاطفال |
daha geniş bir yere taşınıyorum. Bütçem artık buna müsait. | Open Subtitles | انا سأنتقل الى مكان اكبر الآن استطيع تحمل مصاريفه الآن |
Ve benim gibi tedavi sürecinde gerçekten çalışma imkanı olan insanlardan öğrenilenler, daha geniş bir alanda paylaşılmalı. | TED | ودروس من أشخاص مثلي. الذين استفادوا من العمل خلال فترة علاجهم. نحتاج أن تكون مشاركة على نطاق واسع. |
- Çünkü zaten karışık bi durum ... bu daha çok kafa karıştırır, Ivan'ı iş ortağın olması için davet edersin... ve sonra Ivan bunu daha geniş bi davetiye zanneder. | Open Subtitles | -لأن ذلك سيشوش عليك وهو لأمر معقد ... أن تدعي (آيفن) لتكون شريكتك وقد يفتح ذلك أبواباً لا تريدين فتحها |
daha geniş açıdan bak olaya. Hayattan beklentimiz ne? İşçi bayramı geçit töreninde sıra sıra motorlarımızı kullanmak mı? | Open Subtitles | الصورة الأكبر , الحياة إلى ماذا سنتطلع ؟ |
Kahretsin! Bu kız her taraftan daha geniş. | Open Subtitles | تبـــن , تلك الفتاة أعرض من الفضاء الخارجي |
Belki bundan biraz daha geniş düşünebiliriz. | TED | ربما يمكننا أن نفكر بصورة أشمل من تلك. |