"daha hızlı bir şekilde" - Traduction Turc en Arabe

    • أسرع من
        
    • بشكل أسرع
        
    • وبسرعة أكبر
        
    Onu sıkıştırdığınızda, plazma, sıkıştırma hızından daha hızlı bir şekilde soğuyor. Yani, sıkıştırmaya çalışıyorsunuz, fakat plazma soğuyor da soğuyor, ve kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. TED إذا حينما تضغط على هذا، تبرد البلازما أسرع من سرعة الضغط، لذا فأنت تحاول ضغطه، لكن البلازما تبرد وتبرد وتبرد وبعدها لا تفعل شيئا على الإطلاق.
    daha hızlı bir şekilde döner. TED المحلول بالقرب من الجدار يدور أسرع من المحلول في المنتصف.
    Umarım buraya gelmenden daha hızlı bir şekilde ölürsün. Open Subtitles حسناً ، أتمنى أن تموتي أسرع من الوقتِ الذي وصلتِ به إلى هنا
    Onları bulabileceğimizden daha hızlı bir şekilde kaybediyoruz. TED أتعلمون نحن نخسرهم بشكل أسرع مما يمكننا العثور عليها.
    Hasta naklettiğimizden daha hızlı bir şekilde kan kaybediyor. Open Subtitles المريضة تفقد الدم بشكل أسرع مما يمكننا نقل الدم إليها
    Bu işi şu an gezegende olan herkesten daha iyi ve daha hızlı bir şekilde yapabiliriz. Open Subtitles يمكن ان نفعل ما هو أفضل بشكل أسرع أكثر من أى أحد على الأرض الأن
    ve insanların düşündüğünden çok daha hızlı bir şekilde. Ayrıca insanlar ne kadar değişirse, o kadar daha iyi olduklarını gördük. TED وبسرعة أكبر من ما كان يُعتقد. كما اننا أيضاً وجدنا كلما زاد تغيير الاشخاص كلما زاد مستوى تحسنهم.
    Anaokulu reminden daha hızlı bir şekilde dağılıyoruz. Open Subtitles لقد بدأنا نتداعى أسرع من مشروع فني برياض الأطفال
    Beni rehber programından, birisinin yeni bir geleneksel benzetmeler bulmasından daha hızlı bir şekilde postalarlar. Open Subtitles سيطردوني من صفحة البرنامج أسرع من استطاعة رجل أن يبتسم ابتسامات زائفة
    Suyu, içeri giren sudan daha hızlı bir şekilde boşaltmalısın. Open Subtitles ماعليك عمله هو إخراج الماء بشكل أسرع من دخوله.
    Eve başka lez kadın aldıklarından bile daha hızlı bir şekilde sahipsiz kedileri alıyorlar. Open Subtitles يأخذون معهم قطط الإغاثة. أسرع من أنهم يأخذون السحاقيات
    Jillian'ı taslağı herkesten daha hızlı bir şekilde hazırlayabileceğime ikna ettim ve o da kabul etti. Open Subtitles أقنعت جيليان أنني سأكون قادراً على إعداد المخطوطة أسرع من أي شخص أخر ، وهي وافقت.
    Doğadaki diğer şeylerde olduğu gibi, işler biraz sıkıya binince sinyaller artıyor ve bu kanser hücrelerinin daha hızlı bir şekilde birincil alandan ayrılıp yeni bir alana yayılmasına neden oluyor. TED مثل أي شيء آخر في الطبيعة، عندما تصبح الأشياء ضيقة جدًا، فإن الإشارة تتحسن، مما يؤدي إلى تحرك الخلايا السرطانية بشكل أسرع من الموقع الرئيسي للورم وانتشارها في موقع جديد.
    Suyun az olduğu bölgelerin çoğunda olduğu gibi, suya daha kolay erişen bölgeler de yerel su kaynağını yenileneceğinden daha hızlı bir şekilde tüketmekte. TED في العديد من هذه المناطق الفقيره بالمياه، وكذلك في بعض المناطق الغنية بالمياه، تستهلك البشرية موارد المياه المحلية بشكل أسرع مما يمكن تعويضه.
    Daha da kötü olmanın aksine, bizim bulduğumuz, birçok durumda hep daha iyiye gittiydi, ve insanların fark edebileceğinden çok daha hızlı bir şekilde. TED ولكن ما وجدناه هو أنه بدلاً من أن يزداد الامر سوءً ، قد يزداد تتحسن المصاب في العديٍد من الحالات, بشكل أسرع بكثير مما كان يُعتقد.
    Bedenini aldığı darbelerin uyarılarına karşı eğitiyordu ve onları diğer dövüşçülerden daha hızlı bir şekilde sindiriyordu. Open Subtitles 'كما لو كان تدريب جسمه ل تلقي هذه الرسائل من العقاب 'واستيعابها بشكل أسرع من مقاتلي أخرى يمكن استيعابها".

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus