Bunlardan daha uzun bir bina olmadığını mı söylüyorsun bana şimdi? | Open Subtitles | وأنت تخبرني أن هناك مبنى واحد أطول من كل من هذه؟ |
Bu,dağ başı çıkarmasından daha uzun bir ödemeydi... ...ama rüzgar enerjisi onu sonsuza kadar geri öder. | TED | فترة الاسترداد أطول من إزالة قمة جبل, ولكن طاقة الرياح في الواقع إيراداتها إلى الأبد. |
Ben Warren'ı büyük olasılıkla çoğunuzun yaşından daha uzun bir süredir tanıyorum. | Open Subtitles | والان,لقد عرفت وارن ربما لفترة أطول من عمر معظمكم هنا |
Saygıda kusur etmek istemem, fakat sizden daha uzun bir hayat yaşadım, Majesteleri. | Open Subtitles | مع الاحترام، لقد عشتُ فترة أطول منكِ يا جلالتكِ |
Yani seni uyarıyorum, sükunetimi senin şu sahte kibrini sürdürebileceğinden çok daha uzun bir süre sürdürebilirim. | Open Subtitles | فأحذّرك، بوسعي التحلّي بالعزم أكثر مما يمكنك الحفاظ غطرستك الكاذبة |
Çok uzun süredir evlisiniz, benim hayatımdan daha uzun bir süre. | Open Subtitles | لقد كنت متزوجاً منذ فترة طويلة أطول من عمري |
Madison 15 saattir kayıp, diğerlerinden daha uzun bir süre. | Open Subtitles | ماديسون،إختفت منذ 15 ساعة، أطول من أي واحدة من النساء الأخريات |
Senin yerde yattığını bilerek uyuyamam. Yarın bizi bugünden daha uzun bir gün bekliyor olacak. | Open Subtitles | لن تستطيع النوم إن فعلت هذا وغدا سيكون يوما أطول من اليوم |
Ki bu bazı ilişkilerimden bile daha uzun bir süre. | Open Subtitles | أنا خالية من المخدّرات منذ ستة أشهر وهي أطول من بعض العلاقات التي حظيتُ بها |
Kabul etmek isteyeceğinden daha uzun bir süre benim gibi bir canavara dönüştün. | Open Subtitles | لقد كنت وحشاً مثلي لمدةٍ أطول من أن تعترف بها |
Çukur babama uzun bir hayat verdi. Doğal olandan ve hak ettiğinden çok daha uzun bir hayat. | Open Subtitles | وهب الينبوع أبي عمرًا طويلًا، أطول من الطبيعيّ ومما استحق. |
Sıradan bir bilgisayar kullanarak sadece evrenin bulunduğundan 400,000 kat daha uzun bir süre alır. | Open Subtitles | حسنا، باستخدام كمبيوتر عادي سيكون فقط 400 ألف مرة أطول من تكون الكون |
Çin ve Japonya'nın bile daha uzun bir rekabet tarihi var ve ada tartışmalarında güçlerini göstermek için, kendi hava kuvvetlerini ve donanmalarını konuşlandırıyorlar. | TED | الصين واليابان لديهما تاريخ لفترة أطول من التنافس وكانا ينشران القوات الجوية والقوات البحرية لإظهار قوتها في النزاعات حول الجزر. |
Balkonları yılın daha uzun bir bölümünde rahat kılmak için dijital simülasyonlarla rüzgârı inceledik. Balkon şekillerinin etkisi rüzgârı kırar ve yönünü değiştirir ve balkonları daha rahat ve az rüzgârlı yapar. | TED | لجعل الشرف مريحة أكثر لفترة أطول من الوقت خلال السنة، درسنا حركة الرياح باستخدام محاكاة رقْمية، حيث أنّ تأثير أشكال الشُّرفة يخفّف من حدّة الريح و يربك الرياح ويجعل الشّرفات مريحة أكثر وأقل عصفًا. |
Bu "Harry Potter" ve "Godfather" (Baba) film serilerinin birleşiminden daha uzun bir süre zarfı. | TED | هذا أطول من ماراثون لأفلام "هاري بوتر" وأفلام "الأب الروحي" مجتمعة. |
Sanırım düşündüğümden daha uzun bir süre burada kaldım. | Open Subtitles | أعتقد أنني بقيت لوقت أطول من المفروض |
Yatırımcılar, Tanrının amacını başarmaya çok yaklaştı: sokağın karşısındaki protestan kilisesinin çan kulesinden daha uzun bir çan kulesi yapmak. | Open Subtitles | هذه الحفلة لجمع التبرعات تأتي من أجل تحقيق هدف الله والذي هو بناء برج كنيسة أطول من برج كنيسة الأساقفة المتعجرفين المقابلة في الشارع |
Burada daha uzun bir süre kalmayı düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تفكر بالبقاء هنا فترة أطول ؟ |
Farkettik ki, bizim Gossamer Condor'u biraz yenilerseniz, uçmak için gerek enerji düşürülebilirdi, ve uçmak için gereken enerjiyi düşürürseniz, pilot çok daha uzun bir süre havada kalabilirdi. | TED | واكتشفنا أنه ، لو أننا قمنا بتخفيف وزن الـ Gossamer Condor قليلا سنحتاج إلى طاقة أقل لتطير وإذا قللنا الطاقة التي تحتاجها الطائرة ، قليلا فإن الطيار سيتمكن من الطيران فترة أطول. |
Yani seni uyarıyorum, sükunetimi senin şu sahte kibrini sürdürebileceğinden çok daha uzun bir süre sürdürebilirim. | Open Subtitles | فأحذّرك، بوسعي التحلّي بالعزم أكثر مما يمكنك الحفاظ غطرستك الكاذبة |