Ama şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan ayılar daha uzun süre hayatta kalabilir. | TED | لكن ما قد لا تعلمونه ، أن الدببة التي تلعب أكثر تعيش لفترة أطول. |
Ve bebeklerimiz ve çocuklarımız diğer türlerin bebeklerinden çok daha uzun süre bize bağımlılar. | TED | وصغارنا وأبناؤنا يعتمدون علينا لفترة أطول بكثير من أي نوع آخر. |
Etrafta daha çok beslenen balık olduğunda balıklar daha uzun süre kaldılar daha çok yosun yediler. | TED | وبقيت الأسماك لفترة أطول وأكلت المزيد من الطحالب عندما كانت محاطة بالمزيد من الأسماك التغذية. |
Bu adamlar biraz daha uzun süre orada kalırlarsa birbirlerini öldürecekler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال سيبدئوا بقتل بعضهم البعض إذا ما بقوا لمدة أطول |
Eğer davranışlarında kötüleşme görürsek, düşündüğümüzden daha uzun süre onu burada tutabiliriz. | Open Subtitles | على كل حال، إذا تغير سلوكه للأسوء يجب علينا إبقاءه هنا أطول مما تصورناه |
Görevi için yanıma almıştım ama onu daha uzun süre tanıdıkça, giderek daha fazla sevmiştim. | Open Subtitles | أخذتهُ على عاتقي كواجب لكني أحببتهُ أكثر فأكثر كلما عرفتهُ لفترةٍ أطول |
Daha fazla veya daha şiddetli hava akımı görülen durumun daha uzun süre devam etmesini sağlıyor. | TED | فبإزدياد عدد النفخات وشدتها نجد أن حالة فرط الحركة تزداد شدة وتدوم لوقت أطول |
Hapishanede senden daha uzun süre kalacağım. | Open Subtitles | أنا سأنتهي بالعيش في السجن لفترة أطول منك |
Protein kodu havada daha uzun süre yaşamasını sağlayacak şekilde değişmiş. Yani grip gibi bulaşıyor. | Open Subtitles | تغيرت شفرة البروتيين معا ً يسمح له بالعيش لفترة أطول في الهواء |
Eğer yorgunluktan ölmezseniz kendi muhitinizde yaşayacağınızdan daha uzun süre yaşarsınız. | Open Subtitles | وإذا لم تتعرض للضرب سوف تعيش لفترة أطول من ما تعيشها في غطاء محرك سيارتك |
Kurutulmuş, çiçekler önce kurutur, kavurur sonra koyarsan aranjmanın daha uzun süre taze görünecektir. | Open Subtitles | إنها أنيقة, إذا جففت جذع الزهرة في المقلاة ستحتفظ بجمالها لفترة أطول |
Senin sehpanın, evliliklerinden daha uzun süre dayanacağına beş dolar bahse girerim. | Open Subtitles | خمسة دولارات وتقول نهاية الجدول الخاص بك يستمر لفترة أطول من زواجها. وقال الناس الكثير من الأشياء لطيفة عن جيريمي |
Leo, biraz daha uzun süre kalman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك الابتعاد لفترة أطول قليلا. حسنا؟ كيف حال أمي؟ |
Eğer bir şey varsa, beni daha uzun süre sağlıklı tuttun. | Open Subtitles | إذا فعلت أي شيء، فهو أبقائي بصحة جيدة لفترة أطول |
Tanrım, düşündüğümden daha uzun süre komisyon dışında olmuştur. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد كنت خارج اللجنة لفترة أطول مما كنت اعتقد. |
Eğer yüzümü değiştirirsem, beni daha uzun süre seveceğine inandım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّني إذا قمتُ بتغيير وجهي ستحبّني لفترة أطول |
Ama kurtçuklar küçük buzdolapları gibidir. Sindirdiklerimizi daha uzun süre koruyabilirler. | Open Subtitles | لكن اليرقات تشبه الثلاجات الصغيرة تقوم بحفظ ما نقوم بهضمه لمدة أطول |
Tatlım, eğer seni çok yakınımda tuttuysam, yanımda daha uzun süre kalmanı istediğimdendir. | Open Subtitles | حبيبتي، إذا أبقيتك قريبة جداً، فلأنني أردت إبقائك لمدة أطول |
Ama size bu farenin tüm kışı yemeden, içmeden geçirebileceği bir evreye girebileceğini böylece daha uzun süre yaşayabileceğini söylesem, bu imkânsız der miydiniz? | Open Subtitles | لكن ماذا لو أخبرتكم أنه يمكن لهذا الفأر أن يدخل بحالةٍ تمكّنه من النجاة طوال الشتاء بلا طعام أو شارب، وأنه بالواقع يعيش لفترةٍ أطول نتيجةً ذلك. هل ستقولون أن هذا مستحيل أيضًا؟ |
Napoléon'un imparatorluğu sekiz yıl sürmesine rağmen mirası çok daha uzun süre etkisini gösterdi. | TED | وفي حين بقيت إمبراطورية نابليون ثمان سنوات، فإن إرثها بقي لوقت أطول بكثير. |
Böylelikle elinizi daha uzun süre tutabilirdim. | Open Subtitles | بالتالى يمكننى أن أحتفظ بيدك لفتره أطول قليلا |
Söylentilere göre yeni nesil asker yaratacaklar, sinir köprüsünü daha uzun süre taşıyabilecek askerler. | Open Subtitles | الإشاعات تقول, بإنهم بصدد صناعة جيل جديد من الجنود بإمكانهم تحمل الجرعة فترة أطول |
Ama sanırım masumluklarına daha uzun süre tutunuyorlardı. | Open Subtitles | و لكني أظنّ بانّهم كان يمكنهم انْ يحتفظوا ببرائتهم لمدّة أطول |
Çalışması gerekenden daha uzun süre çalışanlar pişman olurlar. | Open Subtitles | الرجال الذين يزاولون عملاً لأكثر مما ينبغي لهم يعيشون في ندم لأختيارهم ذلك |
Yine de burs yazısının yolunda gittiğini fark ettim çünkü dikkatimi daha önceye kıyasla çok daha uzun süre canlı tutabiliyordum. | TED | ولكنني اكتشفت أنّ التقديم للمنحة حينها يجري بشكل جيّد، لأنّه كان بإمكاني أن أُركّز وأُحافظ على انتباهي لوقتٍ أطول من السابق. |