Finkelwood'daki hayatı plak koleksiyonunu, senin eski piyanonu beraber aldığınız küveti. | Open Subtitles | (عن الحياة في (فانكل وود مجموعة سجلاته البيانو القديم الخاص بك |
Bu çarşaflarda, Beta Delta Sigma'daki hayatı çok açık gösterecek kadar DNA vardı. | Open Subtitles | صدقيني يوجد الكثير من الحمض النووي على هذه الأغطية ليرسم لوحة واضحة عن الحياة في أخوية (بيتا دلتا سيغما) |
Eski evimizi özlesem de Londra'daki hayatı anlamaya başladım. | Open Subtitles | أفتقد بيتنا القديم، بالرغم أنني بدأت أفهم الحياة في (لندن) |