Çünkü bir dakika öncesine kadar tam olarak onların istediklerini yapıyordun. | Open Subtitles | لأنه حتى دقيقة مضت كُنت تفعل تماماً ما يريدون منك فعله |
Benim için tek anlamın buydu, bir dakika öncesine kadar. | Open Subtitles | أنك لم تعنى شيئا بالنسبة لى حتى دقيقة مضت عندما لم أستطع أن أطلق الرصاص ثانية |
Düşündüm de, bir dakika öncesine kadar, kendime hâlâ bunların lens olduğunu söylüyordum. | Open Subtitles | أفكر فقط أنه حتي دقيقة مضت, كنت 000 كنت أقول لنفسي إنها عدسات لاصقة |
- En azından, bir dakika öncesine kadar , değildi. | Open Subtitles | - على الأقل، لم تكن حتى قبل دقيقة واحدة. |
Ya da birkaç dakika öncesine kadar. | Open Subtitles | أو كنت كذلك قبل دقيقة |
Son söylediğin ikisini bir kaç dakika öncesine kadar ben de bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن قد سمعت عن هؤلاء الأخيرين حتى قبل بضع دقائق مضت |
Tümü 3 dakika öncesine ait. | Open Subtitles | كل شئ اعتبارا من ثلاث دقائق مضت |
Bir dakika öncesine kadar bu bana da olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | إلى حتى دقيقة مضت اعتقدت أن ذلك حدث لي كذلك |
İzlediğiniz görüntüler 30-40 dakika öncesine ait. | Open Subtitles | "التسجيل الذي ستشاهدونه تمت تصويره" "قبل 30 إلى 40 دقيقة مضت." |
Bir dakika öncesine kadar açılmamıştık. | Open Subtitles | لم نكن كذلك , حتى قبل دقيقة. |
İki üç dakika öncesine kadar oradaydı. | Open Subtitles | كانت هناك منذ ثلاث دقائق مضت |
Ki bu birkaç dakika öncesine kadar dı. | Open Subtitles | حتى بضعة دقائق مضت |
Bu da bizi beş dakika öncesine getiriyor. | Open Subtitles | وهذا يوصلنا إلى خمس دقائق مضت |