"damarlarını" - Traduction Turc en Arabe

    • الشرايين
        
    • الأوعية
        
    • أوعية
        
    • عرقه
        
    • عروقك
        
    • أوعيتك
        
    • أوعيته الدموية
        
    • الدمويّة
        
    • أوردتك
        
    • شرايينك
        
    • شرايينه
        
    Alkol aslında seni ısıtmaz. Alkol damarlarını büzüştürerek... Open Subtitles الكحول لاتدفئ جسمك في الحقيقة انها تقوم بتضييق الشرايين
    Küçük kolesterol parçacıkları bir araya gelerek böbrek damarlarını tıkayabilir. Open Subtitles الأجسام الدقيقة للكوليسترول تتدفق بالأسفل و تسد الأوعية الصغيرة بالكلية
    Kan damarlarını 3-D yazıcı ve biyo mühendislikle elde etmiştik. Open Subtitles لدينا أوعية دموية مهندسة حيويًا من طابعات ثلاثية الأبعاد.
    Oğlun Rahul'un damarlarını kestiğini kimseye söylemem. Open Subtitles لن أخبر أحداً بأن إبنك الوحيد راهول قد قطع عرقه
    Senin damarlarını, benim arterlerimi açıp vakum yarattık. Open Subtitles لقد قمنا بفتح في عروقك وشراييني وقمنا باتصال بينهما
    Soğuk, kan damarlarını büzüyor ve zaten yüksek olan tansiyonunu daha da çıkartıyor. Open Subtitles البرد يضيق أوعيتك الدموية. و بالفعل يجعل... ضغط دمك يرتفع أكثر من الطبيعي.
    Aferin. Pekala, damarlarını kontrol etme zamanı geldi. Open Subtitles عمل جيد, حسنا, حان الوقت لنختبر أوعيته الدموية
    damarlarını balonla açacağız. Open Subtitles سنقوم تفجير الشرايين الخاص بها.
    damarlarını tıkar ve seni şişmanlatır. Open Subtitles أنها تسد الشرايين وتزيد الدهون
    Bu da beyin damarlarını açıklıyor. Open Subtitles هذا يوضح الشرايين المخيه
    Nitrik oksit kan damarlarını genişletir, böylece kan basıncını düşürür. TED ماذا يقوم اكسيد النتريك بفعله هو توسعة الأوعية الدموية مما يسبب إنخفاض في ضغط دمك
    Burada, canlı bir farenin beynindeki kan damarlarını görüntülüyoruz. TED هنا، نتصور الأوعية الدموية في مخ فأر حي.
    Kan damarlarını kırmızı ile işaretledik ve beyni çevreleyen BOSu ise yeşil renkte. TED قد قمنا بتمييز الأوعية الدموية باللون الأحمر، والسي إس إف الذي يحيط المخ سوف يكون أخضرًا.
    Doug McClain'in damarlarını ve hücrelerini dondurma işlemi için hazırladık. Open Subtitles وتحضير أوعية دم " داغ ماكلين " وخلايا لتخزين الإنبعاث المستقبلي
    Kurbanlarının damarlarını keser ve kan kaybıyla öldürür. Open Subtitles "إذ أنّه يحزّ أوعية ضحاياه الدموية و يتركهم ينزفون موتاً"
    Onun damarlarını kestiğini bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم بأنه سيقطع عرقه
    S.H.I.E.L.D.'in damarlarını bir zehirle doldurup seni bir örnek olarak teşhir etmesine izin veriyorsun. Open Subtitles تسمح لشيلد بملء عروقك بالسم و تستعرضك في الأرجاء كمثال
    Kapat o çeneni yoksa bütün damarlarını bizzat kuruturum. Open Subtitles {\pos(190,230)} انتبه لكلامك وإلّا فرّغت كلّ عروقك بنفسي.
    Büyük, 'Y' şekilli antikorlar kan damarlarını tıkayıp organlarının teker teker iflas etmesine neden oluyordu. Open Subtitles تعقيدات من المضادات التي على شكل حرف y كانت تسد أوعيتك الدموية و تسبب اغلاق اعضائك الواحد تلو الآخر
    Şayet bronzlaşmaz ise, sahnede kendini tam gösteremeyeceği gibi vücut hatlarını, damarlarını, ve hiç bir şeyini göremezsiniz. Open Subtitles لو لمْ يتم تسميره ، فلنْ تتمكن من رؤية التفاصيل على المسرح لنْ تتمكن من رؤية تصدعاته أو أوعيته الدموية أو أيّ شيء
    UV ışınlar hastanın damarlarını daha hassas hale getirdi. Open Subtitles جعلت الأشعة فوق البنفسجيّة شعيرات المريض الدمويّة أكثر هشاشة
    Benim için, tedavinin kendisi hakkında öğrendiğim ipuçları ve kısayollar vardı, mesela kemoya gitmeden önce, hemşirelerin damarlarını bulmalarına yardımcı olduğu için susuz kalmadığından ve sıcak olduğundan emin olmalısın. TED بالنسبة لي، كانت هناك نصائح وحيل التي تعلمتها عن العلاج، مثلاً، قبل أن تذهب للعلاج الكيميائي، تحتاج للتأكد أنك جاف تماماً وأنك دافيء، لأن ذلك يساعد الممرضات في العثور على أوردتك.
    O doymamış yağlar damarlarını tıkayıp kalbine kan gitmesini engelliyor. Open Subtitles كل هذه الدهون المشبعة ستتسبب بتصلب شرايينك وتمنـع ضخ الدم من وإلى قلبــك
    damarlarını yakmasını istemiyoruz. İşe yarayıp yaramayacağını bilmiyorsunuz. Open Subtitles لا نود حرق شرايينه عندما يسير بدمه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus