| Kendi davanıza karşı tanıklık etmek istemezseniz mahkeme bunu anlayışla karşılar. | Open Subtitles | إن المحكمة سوف تساندك إذا كنت ترغب فى التراجع عن الإدلاء بشهادتك كشاهد ضد قضيتك أنت |
| Kamu avukatının davanıza bakmasına izin verin. | Open Subtitles | أريد منك أن تعيد النظر في تركك للدفاع العام يتولى قضيتك |
| Gerçekten bu tanığın davanıza faydası olacağına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تظن حقا ان هذا الشاهد سيخدم قضيتك ؟ انه افضل دليل |
| davanıza uyuşturucu parası da yardım ediyor olabilir mi? | Open Subtitles | ألا تساعد أموال تجارة المخدرات قضيتكم أيضاً؟ |
| Beni kendi davanıza çektiğinizi sanıyorsunuz ama aslında ben sizi davama çekiyorum. | Open Subtitles | أن تؤمن أنك تجُرني للأيمان بقضيتك لكنني أنا الذي أجرك الى الأيمان بقضيتي. |
| davanıza bulaşmak SPK'nın görevi değil. | Open Subtitles | حسناً, ليس عمل منظمة التداول والنقد أن تجاريكي في قضيتك |
| Ne sayesinde davanıza daha sıcak bakarım, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ما يمكن أن يفتح قلبي على قضيتك ؟ |
| Ne fark bunu sizin davanıza dahil ediyor peki? | Open Subtitles | ماذا سوف يشكل فارق في قضيتك هذا الأمر, على أية حال؟ |
| Keşke davanıza daha fazla yardımcı olabilseydim. | Open Subtitles | أتمنى أن أقدم لكم شيئا أكثر للمساعدة في قضيتك. |
| davanıza İngiltere'de nasıl yardımcı olabilirim ki? | Open Subtitles | كيف.. كيف.. كيف يمكنني بأية حال من مساعدة قضيتك في إنجلترا؟ |
| Onu geri getirsek bile davanıza yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | حتى لو أعدناه إلى هنا، فهذا لن يدعم قضيتك. |
| Kendisi, bu özel davanıza yardım edebilecek durumda değildi. | Open Subtitles | لم يكن هو قادراً على مساعدتك في قضيتك الخاصة، |
| davanıza zarar verebilecek bir şey söylemenizi istemiyorum." | TED | لا أريدك أن تقول شيئاً قد يسئ إلى قضيتك." |
| Basına gitmek davanıza yardım etmeyecek. | Open Subtitles | الذهاب الى الصحفيين لن يخدم قضيتك.. |
| Kendimizi asil davanıza bağışlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعهد إنفسنا في خدمة قضيتك النبيلة. |
| Bay Collier, buna inanmakta zorlanabilirsiniz ama sizin bu davanıza saygıyla bakıyorum. | Open Subtitles | سيد (كوليير)، ربما تجد ما سأقوله صعب التصديق، لكني أتعاطف مع قضيتك |
| Kardeşim uyanınca davanıza yardım edecektir. | Open Subtitles | نأمل أن يتمكن من مساعدة أنت مع قضيتك. |
| Ormandaki komünistlere karşı olan önemli davanıza bir katkı olarak düşünün. | Open Subtitles | احتفظوا بها ، اعتبروها مساهمة لدعم قضيتكم العظيمة ضد الشيوعيين في الغابة |
| Şimdi adaleti engelleyen minik beyaz bir yalanı göz ardı etmeye istekliyseniz davanıza çözüm sunmaya istekliyiz. | Open Subtitles | كنا نأمل عرض حل يخص قضيتكم فقط إن رغبتم بالتغاضي عن الكذبة الصغيرة البيضاء التي بالكاد عرقت سير العدالة |
| davanıza devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | انتم مرحب بكم للإستمرار في قضيتكم |
| Sizin davanıza atanmadık bile burada olmamamız gerekir. | Open Subtitles | لم نكلف بقضيتك حتى، ولسنا مجبرين على التواجد هنا |