Bak, bir saat içinde mahkemede olmam lazım. Bir soygun davası için ifade vereceğim. | Open Subtitles | إسمع ، عليّ أن أكون في المحكمة خلال ساعة سأدلي بشهادة في قضية سرقة |
Üzerinde çalıştığımız çevre kirliliği davası için birkaç örnek toplamak için çıkmıştım. | Open Subtitles | عل كل، انا هنا فقط لأجمع بعض العينآت من أجل قضية تلويث نحن نعمل عليها |
Yenidoğan ölümü davası için bir arka plan hazırlıyordum. | Open Subtitles | أقوم ببضعة مراجعات على قضية وفيات الأطفال |
Bir boşanma davası için erken kalkmalıyım, kapatmak zorundayım. Evet. | Open Subtitles | اسمع يجب ان استعد لقضية الطلاق فى الصباح لذا يجب ان أنام الأن |
- Jasper davası için araştırma yapmaya. | Open Subtitles | لجنة تقصى الحقائق فى قضية جاسبر |
Cinayet davası için ayakkabılarımı yalardın, değil mi? | Open Subtitles | لأجل قضية قتل أليس كذلك أيها الفتى؟ أجل سيدي |
Yargıç Garret, Hapstall davası için aramış. Çok şükür. | Open Subtitles | لقد كانت هذه القاضية (غاريت) بشأن قضيّة عائلة (هابستال) |
Wolcott cinayet davası için gizli operasyondayız. | Open Subtitles | نحن نجري عمليّة سرية (بخصوص قضية مقتل السيدة (والكات |
David Allen davası için Annalise peşine düşecek farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنّ (آناليس) ستسعى خلفك، أيضا من أجل قضيّة (دايفيد آلين) |
Unutma,Shane bütün sabah Bergman davası için mahkemede olacak. | Open Subtitles | تذكري بأن شاين في المحكمة في قضية رجل الثلج طوال فترة الصباح |
Eğer size katılırsam, Kennicut davası için çalışmaya devam edecek miyim? | Open Subtitles | لو جئت إليكم هل سأظل أعمل في قضية " كانيكاد " ؟ |
Bir velayet davası için küçük bir kızı arıyorum. | Open Subtitles | أبحث عن فتاة صغيرة في قضية رعاية. |
Tam işleri yoluna koyuyorduk ki soktuğumun davası için hepsini çöpe atıp eski sevgiline mi bulaştın? | Open Subtitles | كما تعلم ، ونحن فقط بدأنا في المُضي قُدماً ومن ثم قُمت أنت بالتخلي عن كل ذلك لتتورط مع خليلة سابقة ـ من أجل قضية لعينة ؟ |
Scantlin, bir E. Coli davası için Awakama'ya 7 milyon kazandırmış. | Open Subtitles | ({\pos(192,220)}.سكانتليـن ) كلفت (أواكـاما) 7 ملايين من أجل قضية وحيدة للإيريـشيا كولي |
Seri katil Waits davası için. | Open Subtitles | هذا من أجل قضية ويتس |
Yenidoğan ölümü davası için bir arka plan hazırlıyordum. | Open Subtitles | أقوم ببضعة مراجعات على قضية وفيات الأطفال |
Hayır, Sam'in davası için burada olduğuna eminim. | Open Subtitles | لا , أنا واثقة انه هنا فقط ليعمل على قضية سام |
Bu adam transfer edilmeli -4 kişiyi gece yarısı davası için izletmiş | Open Subtitles | يقول أنه شهد فى محاكمة أربع قضايا بالإضافة لقضية منتصف الليل |
- Bu, dostum Marty Deeks'in açık yollarda özgür hayat yaşama davası için. | Open Subtitles | هذه يا صديقي لقضية مارتي ديكس يعيش حياه من الحريه بالشوارع المفتوحه |
- Jasper davası için araştırma yapmaya. | Open Subtitles | لجنة تقصى الحقائق فى قضية جاسبر |
Ama şimdi...kocamın davası için savaşacağım. | Open Subtitles | ولكن الآن.. سوف أحارب لأجل قضية زوجى |
Yargıç Garret, Hapstall davası için aramış. | Open Subtitles | لقد كانت هذه القاضية (غاريت) بشأن قضيّة عائلة (هابستال) |
Sizi CMC dolandırıcılık davası için aradım. | Open Subtitles | أنا أتصل بخصوص قضية الإحتيال. |
David Allen davası için Annalise peşine düşecek farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنّ (آناليس) ستسعى خلفك، أيضا من أجل قضيّة (دايفيد آلين) |
Russell onun davası için güçlü bir müttefik olabilir. | Open Subtitles | يمكن لـ(راسل) أن يكون حليفا قويا لها في قضيتها. |