İz ve delilleri yerleştirerek polisleri söz konusu iz ve delillere yönlendiririz ve sonra da Davayı çözmek için kiralanırız. | Open Subtitles | بوضع خيوط وأدلة ثم نقود الشرطة إليها ثمّ نُوظّف لحل القضية. |
Davayı çözmek için asla Ölüm Defteri'ni asla kullanmayacaktım. | Open Subtitles | إنني لن أعول على مذكرة الموت لحل القضية. |
Bu Davayı çözmek için oniki saatten az vaktimiz kaldı, | Open Subtitles | عندنا أقل من 12 ساعة لحل القضية |
Bazen bir Davayı çözmek için başka bir davayı çözmek gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا من أجل حل قضية على المرء حل قضية أخرى أولاً |
Bazen bir Davayı çözmek için başka bir davayı çözmek gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا من أجل حل قضية على المرء حل قضية أخرى أولاً |
Davayı çözmek için en iyi şansımız bu olabilir. | Open Subtitles | هذه قد تكون أفضل فرصة لحل القضية |