Burada durup da olmadığım hâIde kız arkadaşınmış gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | لن أقف هنا و أتظاهر أننى رفيقتك وأنا لست كذالك. |
Ama sanki bir kahramanmışsın gibi geri dönmenden memnunmuşum gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | ولكنني لن أتظاهر بأن أرحب بك كأنك بطلة من نوع ما |
Ayrıntılı bir listeymiş gibi davranmayacağım ama bu yedisi, bence hepimizin içine düşebileceği alışkanlıklar. | TED | أنا لا أدعي بأن هذه القائمة كاملة ولكن بإعتقادي أن هذه الأخطاء السبعة كبيرة للغاية عادات بإمكاننا جميعا الوقوع فيها |
Evet. hepsini anlamış gibi davranmayacağım ama, | Open Subtitles | نعم , أنا اعني انني لا أدعي انني أفهم كل ذلك |
Artık sana erkek gibi davranmayacağım sen de bana kız gibi davranma. | Open Subtitles | لم أعاملك كطفل أبداً لذلك لاتعاملني كفتاة |
Sana bir daha ortağım değilmişsin gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | سوف لن أعاملك على انك لست بشريكتي مرة أخرى |
Bundan sonra tuhaf davranmayacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعدا، لن اتصرف بغرابة |
Bakın, sizin bahsettiğiniz her şeyi anlıyormuşum gibi davranmayacağım, ama anlaşılan bu planın kötü bitme ihtimali var. | Open Subtitles | انظر, لن اتظاهر بانني فهمت كل ما قلتموه, لكن يبدو ان هناك احتمال انتنتهيالخطةبشكلسئ. |
Bir uzmanın otoritesiyle yuvaları ve setleri tartışabilirmiş gibi davranmayacağım ancak eğitimsiz bir göze, hatta bir uzman gözüne bile bu iki mermi aynı görünürdü. | Open Subtitles | لن ادعي انه يمكنني مناقشة الالغام والاخاديد بتفويض من خبير لكن بالنسبة الى عين غير مدربة بل الى عين خبير |
- Hayır babam hapse girdiğinde annemle beni önemsemeyen insanlarla bir bağ kuruyormuş gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتظاهر بتوثيق علاقة مع لأشخاص تخلوا عني انا وامي عندما تم القبض على أبي |
Dünyayı kurtarmak istiyormuş gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | لنّ أتظاهر بأنّني أريد إنقاذ العالم، أنا.. |
Bak, seninle ilgili her şeyi anlıyormuş gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | أنظر، أنا لن أتظاهر أني أفهم كل شيء يحصل معك. |
Zengin olduğun için üzgün gibi davranmayacağım. Memnunum. | Open Subtitles | أنا لن أدعي أنني أنا آسف أنت غني، وأنا مسرور. |
O savaşın neye benzeyeceğini biliyormuş gibi davranmayacağım, ya da hangi savaş alanında olacağını. | Open Subtitles | وأنا لن أدعي معرفة ما سوف تبدو مثل تلك الحرب أو على أي ميدان المعركة ستحدث |
Leydilerin söyleyeceği bir şey değil biliyorum ama ben bir leydi değilim ve öyleymiş gibi de davranmayacağım. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من شيم السيدات قول ذلك ولكنني لست سيدة ولا أدعي هذا |
Aptal bir adam değilsiniz, o yüzden bende size öyleymişsiniz gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | أنت لست شخص غبي لذا لن أعاملك كشخص غبي |
Sana iyi davranmayacağım. | Open Subtitles | أنا لا أعاملك بلطف. هذا صحيح. |
♪ Sana farklı davranmayacağım ♪ | Open Subtitles | * لن أعاملك وكأنك مثالي * |
Huysuz bir çocuk gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | انا لست اتصرف كطفل بائس |
Huysuz bir çocuk gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | انا لست اتصرف كطفل بائس |
Senin işini istemiyormuşum gibi davranmayacağım, ...ama sen haklıydın. | Open Subtitles | لا اتصرف بأني لا أريد وظيفتك |
Bu bilgi işime yaramayacakmış gibi davranmayacağım, çünkü yarar. | Open Subtitles | لن اتظاهر ان هذه المعلومات ليست مفيدة لانها مفيدة |
Bu sabah olanları biliyormuş gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | لا اريد ان اتظاهر باني اعرف ماحدث هذا الصباح |
Açıkçası, geri kafalı bir müşterinin kaprislerini tatmin etmek için olmadığım biri gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | حسناً , انا لن اتظاهر بأنني شخص آخر عن ما انا عليه فقط لأرضي بعض الزبائن اصحاب العقول الضيقه |
Bu bana pahalıya patlamamış gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | لن ادعي انه لن يكلفني شيئا. |