"dayanamıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • يتحمل
        
    • تطيق
        
    • يمكنها تحمل
        
    • تطيقك
        
    • يطيق
        
    • يمكننها
        
    • لا تطيقه
        
    • أضعفها
        
    Çok nazik biri ama kan görmeye dayanamıyor galiba? Open Subtitles أنه مؤدب جدا ولكنه لا يتحمل رؤية الدماء، إيه؟
    O burada olmaya dayanamıyor, ve ben de onun olduğu yerde olmalıyım. Open Subtitles أنه لا يستطيع أن يتحمل أن يكون هنا, وأنا لابد أن أبقى حيثما يكون
    - Büyükannem radyonun sesine dayanamıyor. Open Subtitles لا تطيق جدتي صوت الراديو القادم من عند الجيران
    Çünkü işçilerim soğuğa dayanamıyor. Open Subtitles لان اعمالي معتادة على المناخ الحار لا يمكنها تحمل البرد.
    Evet tanıyor. Ve sana dayanamıyor. Open Subtitles نعم تعرفك ولا تطيقك
    Ama Kevin seninle konuşmaz çünkü dedektif görmeye dayanamıyor. Open Subtitles أجل, "كيفن" لن يتحدث إليك لأنه لا يطيق المحققين
    David acıya dayanamıyor, ona morfin karışımı ver... Open Subtitles ديفيد لا يتحمل الآلم .. لذا أعطه مزيج من المورفين
    Çünkü yaptığın onca şeye rağmen hastalıklı bir yanım acı çekmene dayanamıyor. Open Subtitles لأنه برغم كل ما فعلتيه بي ، فإنه لازال هناك جزءاً مريضاً مني لا يتحمل رؤيتكِ وأنتِ تعانين
    Onu böyle görmene dayanamıyor, ve açıkçası, sanırım biraz korkuyor. Open Subtitles لا يتحمل أن تريه هكذا و بصراحة اظن انه خائف قليلا
    Ne zaman antijeni tersine çevirmeyi denesem hücre duvarları dayanamıyor. Open Subtitles في كل مرة أحاول عكّس المولد المضاد، جدار الخلايا لا يتحمل
    Ne olduğunu bilmiyorum ama içkisine dayanamıyor. Yarasın. Open Subtitles لا أعرف ماذا يكون ذلك, ولكنه لا يتحمل هذا الشراب نخبك
    Bu hanım evladı buna bile dayanamıyor. Open Subtitles هذا الحقير, لا يتحمل الخمر.
    Haklı olmama dayanamıyor. Open Subtitles حسنا, أنها لا تطيق ذلك عندما أكون على حق
    Beni görmeye dayanamıyor gibiydin. Open Subtitles كان كأنك لم تكن تطيق شكلى
    Beni mutlu görmeye dayanamıyor. Open Subtitles لا تطيق أن تراني سعيداً
    Büyük şirketin bir elemanı 10 km yüksekliğe dayanamıyor ha? Open Subtitles عميلة قوية من الشركة لا يمكنها تحمل الطيران على ارتفاع 30 ألف قدم؟
    Üzerinde herhangi bir ağırlık olmasına dayanamıyor. Open Subtitles و لا يمكنها تحمل... أي أوزان عليها
    Çünkü Hakim Ramos'u kızdırdın ve seni görmeye dayanamıyor. Open Subtitles (لأنك أزعجت القاضية (راموس والآن هي لا تطيقك
    Ama biliyoruz ki Ruslara dayanamıyor. Open Subtitles لكننا نعرف انه لا يطيق الروس
    Bunu atlatmış olmama dayanamıyor. Open Subtitles ولا يمكننها فهم انني تجاوزتها
    Fakat eminim John Major'da bir şeyler var ve o buna dayanamıyor. Open Subtitles ولكن لا تقنعيني أن (جون ماجور) ليس لديه ما يخفيه وهي لا تطيقه.
    Bana dayanamıyor. Open Subtitles أضعفها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus