değişimin insanlar için zor olduğunu düşünüyorum, özellikle de büyük resmi göremeyenler için. | Open Subtitles | أعتقد أن التغيير صعب على الناس خاصة حين لا يمكنهم رؤية الصورة الأكبر |
Mantıklı insanlar bize hep, değişimin küçük artışlarla gelmesi gerektiğini söylüyor. | TED | العقلاء يخبروننا دائمًا بأن التغيير يبدأ بخطوات صغيرة. |
Belki küçük bir değişimin içinde rol alabilirdim. | TED | ربما يكون هناك القليل من التغيير الذي من الممكن ان اساهم فيه |
değişimin aciliyetini kanıtlayan bilim var elimizde. | TED | قد أثبت لنا العلم اهمية الاستعجال بمبادرات التغير |
Bu trajedilerin nedenlerine inmeyeceğim ama teknolojik değişimin yavaş olması nedenlerin bir kısmı. | TED | لن أخوض في أسباب هذه المآسي، لكنها جزء من السبب في حدوث التغير التكنولوجي ببطء شديد. |
Biliyorum, çok aşikar, ama değişimin en güçlü sembolü olan Gandhi ile bitirmeliyim. | TED | أنا أعلم أنه واضح, لكن يجب أن أختم مع أقوى مثال للتغيير, غاندي. |
Bugün, size bir hikaye anlatmak istiyorum, bir büyük değişimin hikayesi, ve bu değişimi mümkün kılan insanların hikayesi. | TED | اليوم أود أن أروي لكم قصة، قصة تغيير كبير وقصة الناس الذين جعلوا هذا التغيير ممكنا. |
Sosyal medyanın ve sosyal değişimin rolüne dair tartışmalar duruldu. | TED | لقد استقر النقاش حول دور وسائل الإعلام الإجتماعية و التغيير الإجتماعي. |
Kesinlikteki bu değişimin üzerimizdeki etkisini abartmak zor. | TED | من الصعب المبالغة في تقدير هذا التغيير في الدقة علينا |
Sağlık sektöründe değişimin anahtarları doktorlar ve hemşirelerdir. | TED | عوامل التغيير هم الأطباء والممرضات في نظام الرعاية الصحي. |
Harvey Milk’in dediği gibi eğer onlara umut verirseniz, değişimin mümkün olduğuna dair düşünmesi için bir şans verirsiniz. | TED | كما قال هارفي ميلك: لو منحتهم الأمل، فقد منحتهم الفرصة، طريقة للتفكير في كيف أن هذا التغيير ممكن. |
değişimin temsilcileri, sosyal girişimciler, sanatçılar ve yaşlılar ve sosyal amaçlı yatırımcılar, | TED | لذلك أنا أناشد دعاة التغيير وأصحاب المشاريع الاجتماعية والفنانين وكبار السن والمستثمرين في المجالات ذات التأثير. |
Fakat, değişimin birden ortadan kaybolduğu, dörtnala giderken birden emeklemeye başladığımız bu sihirli anın adı nedir? | TED | ولكن ما إسم هذه النقطة الىساحرة في حياتنا عندما يتحول فجأة التغيير من سرعة كبيرة إلى بطء شديد؟ |
Ama hepimiz biliyoruz ki sosyal değişimin kaynağı sadece daha fazla bilgi sahibi olmak değildir. ama o bilgi ile ne yaptığınızla alakalıdır. | TED | لكننا نعلم أن التغيير الاجتماعي لن يأتي من مجرد معرفة المزيد من المعلومات بل من القيام بشيء آخر أيضًا |
Bu gerçekleşen bu kültürel değişimin kapsamı. | TED | هذا يبين مدى إتساع هذا التغير الثقافي الذي يحصل. |
Bu silah teröründe, potansiyeline sahip olduğumuz değişimin büyüklüğü. | TED | هذا هو حجم التغير الذي نحن قادرون على أن نوجده بخصوص عنف الأسلحة النارية. |
Bu cevaplara dayanarak araştırmacılar, her bir katılımcının rapor ettiği veya tahmin ettiği değişimin derecesini hesapladılar. | TED | وبناءً على إجابات المشتركين حسب الباحثون نسبة التغير التي سجلها المشترك أو توقعها في المستقبل. |
Gücü yazmak ilk olarak yazmaya ve değişimin yazarı olmaya hakkın olduğuna inanmanı gerektirir. | TED | لتكتب يجب أولًا أن تؤمن أن لديك الحق لتكتب، لتكون كاتبًا للتغيير. |
Yani onu buradan kovdun, o da kendine güvenli, saklanabileceği değişimin onu bulamayacağı bir yer bulmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | إذاً فقد طردته من هنا، وكان عليه إيجاد مكان آمن مكان يختبئ فيه حيث لا يمكن للتغيير من العثور عليه |
Amerika'nın en büyük endüstrilerinden biri olan inşaat endüstrisine baktığınızda değişimin çok zor olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | عند إلقاء نظرة على صناعة البناء، أكبر صناعة في الولايات المتحدة، انه شيء صعب جدا للتغيير. |
Hangi politika reçetesi bir değişimin gerçekleşmesini sağladı ve her-iki-partili sistem kabul etti? | TED | ماهي وصفة السياسة التي حدثت والتي أدت لحدوث هذه التغيرات والتي تم الموافقة عليه من الحزبين؟ |
Güçlü değişimler için erkeklerin değişimin öncüleri olmasına ihtiyacımız var. | TED | نحتاج الرجال لأن يصبحوا أبطال التغيير، لتطوير عضلات تغيير قوية. |