Dünyayı değiştirmeye çabalarken de mutlu olacağım. | TED | و بما أنني أسعى لتغيير العالم سوف أكون سعيدا. |
Ve bu ayrıca fikirlerimizi değiştirmeye de hazır olmamız gerektiği anlamına gelir. | TED | وذلك أيضًا يعني بأنه علينا أن نكون مستعدين لتغيير آرائنا. |
Şu editör bozuntusu yine incelememi değiştirmeye cüret etmiş mi? | Open Subtitles | هل تجرأ ذلك المُحرر الأحمق على تغير مقولتى مرة أخرى؟ |
diye düşünmüştüm. Ama bu projede çalışmaya başlayınca, fikrimi değiştirmeye başladım. | TED | ولكن حين بدأت العمل على هذا المشروع، بدأت في تغيير رأيي. |
Tip I uygarlıkla başlayalım; Bu, görünümünü değiştirmeye başlayan bir uygarlık | TED | فحياة بحضارة الحياة الأولى هي حضارة تبدأ بتغيير مظهره أو مظهرها. |
Bir sürü karar veriyorsun hayatında ve bir sandviç hayatını değiştirmeye yetiyor. | Open Subtitles | أنت تصنعين ملايين القرارات. وسندوتش واحد يغير حياتك |
Bu deneyim, hayatlarımızı değiştirdi. Ve şimdi biz, bu deneyimi değiştirmeye çalışıyoruz. | TED | لقد غيرت هذه التجربة حياتنا. والآن نحن نسعى لتغيير التجربة. |
Yapılması gereken; bilerek ya da bilmeyerek bunca zamandır göz yumduğumuz ve faydalandığımız yoz bir sistemi değiştirmeye kararlı olmaktır. | TED | المطلوب هو قرار لتغيير نظام معتل و أننا بشكل عفوي و لكن برغبتنا سمحنا لأنفسنا أن نربح و نستفيد منه لزمن طويل. |
Erkeklerin somut aksiyonlar gerçekleştirmelerini istiyoruz, onları kişisel seviyede müdahale etmeye, davranışlarını değiştirmeye çağırıyoruz. | TED | نحن نطلب من الرجال القيام بأعمال ملموسة، ودعوتهم للتدخل على المستوى الشخصي، لتغيير سلوكهم. |
Eğer durumundan hoşlanmıyorsan ya durumunu değiştirmeye çalışacaksın veya yapamıyorsan yahut gerçekçi değilse içinde bulunduğun duruma karşı tavrını değiştirmelisin. | Open Subtitles | اذا كنت لا تحب ظروفك اما ان تحاول ان تغير ظروفك اواذا كنت لا تستطيع، او اذا كانت غير واقعية |
İş şehrin karakterinin değiştirmeye başladığı bir noktaya geldi. | TED | وقد وصلت الأمور لحد أنها بدأت في تغير طبيعة المدينة نفسها. |
Ve projenin ismini Rekrei olarak değiştirmeye karar verdik. | TED | وهكذا، قررنا تغير اسم المشروع إلى ريكري. |
Peki ya bir adım geri atıp çocukların deneyimlerini değiştirmeye odaklansak? | TED | إذاً ماذا عن أخد خطوة للوراء والتركيز على تغيير تجارب الأطفال؟ |
Benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال |
Sosyal servis 8 ay boyunca onu kontrole gelmiş fikrini değiştirmeye çalışmışlar ve artık gebe olmadığını rapor etmişler. | Open Subtitles | دفعت الخدمات الاجتماعية لها زيارة حوالي ثمانية أشهر محاولة إقناعها بتغيير رأيها وذكرت أن أنها لم تعد مع الطفل |
Ama stres sürekli olduğunda, yani çoğumuzun her gün yüz yüze kaldığı türden olanı, beyninizi değiştirmeye başlar. | TED | لكن عندما يستمر، وهو النوع الذي يعاني منه معظمنا يوماً بعد يوم، فسيبدأ بتغيير دماغك. |
Hükümeti, Dakota'daki Kızılderililere karşı tutumunu... değiştirmeye ikna etmek için yazmıştı. | Open Subtitles | لقد حاول أن يغير سياسة الحكومة . تجاة الهنود |
Neden beni sürekli değiştirmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تحاولين تغييري دائماً؟ أحبّكِ كما أنتِ، و لا أحاولُ تغييركِ. |
Dinle, bir anlaşma yapmıştık ama buraya onu değiştirmeye geldim. | Open Subtitles | انظر، اعلم بأننا تعرضنا للتسوية ولكني أتيت هنا لأغير الأمر |
Ayrıca, dünyanın yüzeyini işgal etmeye ve değiştirmeye devam ettiğimiz sürece, bu tabiatların değişen iklime ve çevre kullanımına nasıl tepki vereceğini bilmemiz gerekiyor. | TED | وبالإضافة إلى ذلك، نحتاج أن نعرف كيف ستستجيب تلك المناطق الطبيعية لتغير المناخ ولتغير استخدام الأرض طالما نواصل احتلال سطح الارض للسكن، وتعديله أيضًا. |
Benim için endişelenirler, biri öğrenecek diye ama beni değiştirmeye çalışmadılar. | Open Subtitles | قلقين بشأني بأن أحداً ما يكتشف حقيقتي ولكنهم لم يحاولوا تغيري |
Seni kendi diskiyle onlarınkini değiştirmeye ikna edebileceğini biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أن باستطاعته إقناعك بتبديل قرصهم المدمج بقرصه |
Şunu iddia ediyorum ki biz yaptığımızın herşeyi değiştirmeye çalışıyoruz. | TED | وأنا اريد أن اجادلكم بأننا نحاول أن نغير كل شي |
Eyalet polisi, sanki direksiyonda o varmış gibi yanındakiyle yer değiştirmeye çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | ستايتيس تقول أنه كان يحاول تبديل الأماكن مع الراكب ليظهر كأنه هو السائق |
ve bunun için anayasaya bir ek yapmamıza gerek yok, ya da ilk eki değiştirmeye. | TED | و القيام بذلك لا يتطلب تعديلاً دستوريا، او تعديل البند الاول من الدستور. |
Biri seni değiştirmeye ya da eleştirmeye çalıştığında, nasıl hissedildiğini biliyorum. | TED | أنا أعي مايبدو عليه الأمر عندما تشعر أن شخصا ما يحاول تغييرك أو انتقادك. |
Babamın bezini değiştirmeye alıştım . | Open Subtitles | حفاظات ؟ لقد تعودت ان اغير حفاظات والدي طوال الوقت هذا لا شيء |