Paranın istasyondan nasıl götürüldüğü konusunda emin değillermiş. | Open Subtitles | إنهم ليسوا متأكدين كيف خرج المال من المحطة |
Banyo yapıyormuş ve onlar o kadar da yakın arkadaş değillermiş. | Open Subtitles | كانت تأخذ حماما وهم ليسوا مقربين لهذه الدرجة |
O kadar kötü değillermiş. Ne iyi vahşi hayvanlarsınız siz. | Open Subtitles | ليسوا أشراراً لهذه الدرجة يالكم من وحوش طيبة |
Görünüşe göre anlayışlı balıkçılarımız pek de öyle uysal değillermiş. | Open Subtitles | اريد ان اوضح ان الصيادين اللطفاء لم يكونوا لطفاء للغايه |
Annem ve babam evliymiş ama... çocuk sahibi olmaya hazır değillermiş. | Open Subtitles | أمي وأبي كانا متزوجين، لكنهما لم يكونا مستعدين لإنجاب طفل |
Ama çocuklar burada değillermiş. | Open Subtitles | لقد قلت لكِ .. بأننى أتيت لكي أرى أولادي الأولاد ليسوا هنا إنهم لم يكونوا هنا من الأساس |
Zenci ve Alman köle taciri numarası yapıyorlardı ama değillermiş. | Open Subtitles | الزنجي والألماني كانوّا يتصرفون وكأنهم نخاسون، ولكنهم ليسوا كذلك |
Normal gibi, deli değillermiş gibi davranırlar. | Open Subtitles | يمثلون أنهم طبيعيون يمثلون أنهم ليسوا على شفا هاوية الجنون |
Misyoner değillermiş patron. | Open Subtitles | حسناً، إنهم ليسوا من المبشرين أيها الرئيس. |
Sonra öğrendik ki .hijyen denetimleriyle meşhur değillermiş sen de bulduğun her şeyi yerdin. | Open Subtitles | وهنا ينقلب الأمر ضدكَ فهم ليسوا معروفين بلجان المراقبة الصحية وأكلتَ كل ما موجود في العربات |
İnsan tarafı toplantı istedi. Yeni durum konusunda pek de memnun değillermiş. | Open Subtitles | البشر دعوا لاجتماع ليسوا راضين عن الوضع الراهن |
Üst kademedekiler artık babandan pek memnun değillermiş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أن كبار الضباط ليسوا سعيدين بوالدك بعد الآن |
Geçen gün uzay kulübündeki çocuklarla yemek yedim ve düşündüğümüz gibi asosyal değillermiş. | Open Subtitles | جلست بجوار مُحبي الفضاء بالأمس وهم ليسوا خُرقاء بقدر ما إعتقدنا |
Gördün mü, yaşlılar o kadar da işe yaramaz değillermiş. | Open Subtitles | أرأيتم؟ كبار السن ليسوا عديمي الفائدة |
Bak Ave, kasabada bile değillermiş. | Open Subtitles | " اسمع يا " ايف . إنهم ليسوا حتى فى البلدة |
Ama evli değillermiş..çok sinir oldum | Open Subtitles | إعترفوا أنهم ليسوا متزوجين ياللعار |
Anlaşılan yalnız değillermiş. | Open Subtitles | و واضحٌ الآن أنّهم ليسوا وحيدين |
O gemiyi gezerken karşılaştığımız uzaylılar görünüşe göre düşman değillermiş sadece çaresizmişler. | Open Subtitles | ؤلئك المخلوقات التي قابلناها أثناء الإستكشاف تبين أنهم ليسوا عنيفين بعد كل شيء فقط... |
Yetimhaneden aldığımız çocukların çoğu aslında yetim değillermiş. | TED | معضم الأطفال الذين أخرجناهم من الدار الأيتام في الواقع لم يكونوا أيتامًا. |
Ama konsolide değillermiş. demiryolları da yokmuş. | Open Subtitles | حسنًا، لم يكونوا متحدين لم يكن لديهم أي سكك حديدية |
Eyalet arası yolda değillermiş. | Open Subtitles | لم يكونا يسافران على الطريق الواصل بين الولايتين |
Yeni düzenden memnun olduklarını söylediler ama aslında değillermiş. | Open Subtitles | رغم أنهما قالتا إنهما سعيدتان بالاتفاق، غير أنهما لم تكونا كذلك فعلاً. |