Hani şu benim Berlin'de tanıştığım askeri ateşe. | Open Subtitles | الملحق العسكري الذى قابلته في "برليـن" ؟ |
Dinle, geçen gece Club Asiatique'de tanıştığım o adamı arıyorum. | Open Subtitles | إنني أبحث عن الرجل الذي قابلته في نادي "آسياتيك" تلك الليلة |
İngiltere'de tanıştığım bir piyade subayıydı. | Open Subtitles | لقد قابلته في إنجلترا ضابط مشاة |
-Sadece Kafe'de tanıştığım bir kız. -O mu? | Open Subtitles | انها الفتاة التى قابلتها في المقهى اهي حقا كذلك؟ |
Ama Çin'de tanıştığım kişi... | Open Subtitles | -لكن التي قابلتها في (الصين ) |
King County'de tanıştığım adamsın sen hâlâ. | Open Subtitles | ما زلت نفس الرجل الذي قابلته في مقاطعة (كينغ). |
Sen, Suriye'de tanıştığım adamsın. | Open Subtitles | (تظلّ الرجل الذي قابلته في (سوريا |
Berkeley'de tanıştığım biri. | Open Subtitles | (شخص ما قابلته في (بيركيلي |
Ama Çin'de tanıştığım kişi... | Open Subtitles | -لكن التي قابلتها في (الصين ) |