"dediği şeye" - Traduction Turc en Arabe

• ما تطلق
• ما يدعوه
• ما يطلق عليه

Bu parazit de onu Konsey'in Grausen dediği şeye dönüştürdü.
قد تسبب بجعله ما تطلق عليه والمجلس "جراوزن".

Şüpheli beyaz yakalı bir dolandırıcı ve davranışçıların karanlık üçlü dediği şeye sahip--
هذا المجرم هو رجل محتال يجسد ما يدعوه علماء السلوك بالثلاثية المظلمة

"Tırtılın, dünyanın sonu dediği şeye, dünya kelebek der."
ما يدعوه اليسروع نهاية ، العالم يسميه فراشة

Yani uzmanların "inkar" dediği şeye, ben "ümit" derim Yazılım dizaynında çalışan arkadaşlarımdan bir ifade ödünç almak istiyorum.
لذا ما يطلق عليه الخبراء بـ "الإنكار" اطلق عليه انا "الأمل" واود ان استعير عبارة من أصدقائي في مجال البرمجيات

Bu şekilde baktığımda gizemli ve anlatması zor bir his olmasına rağmen somut, fiziksel niteliklerle neşeye sahip olabileceğimizi fark ettim, veya tasarımcıların estetik dediği şeye, Yunanca bir kelime olan ''aisthomai'' ile aynı köke sahip, anlamı ''Hissediyorum, algılıyorum.''
عندما رأيتها بهذه الطريقة، أردكت أنه بالرغم من كون شعور البهجة غامضًا ومراوغًا، يمكننا الوصول إليه عبر خصائص مادية ملموسة، أو ما يطلق عليه المصممون الجمال، الكلمة التي تأتي من نفس الجذر الكلمة اليونانية "aísthomai" التي تعني "أنا أشعر"، "أنا أحس"، "أنا أدرك".