Ben madenin haczedileceğine ilişkin şehirde bazı dedikodular duydum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات فى المدينة أن المنجم سيصادر. |
Başlamadan önce size karşı yapılmış ölüm tehditleri olduğuna dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ... لقد سمعت إشاعات... أنه لديك تهديدات بالموت. |
Şimdi gidip yapmamız gerekeni yapalım. Bazı dedikodular duydum. | Open Subtitles | لندهب و نعوي على القمر لقد سمعت الإشاعات |
Ben sadece dedikodular duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت الإشاعات فقط |
Buradayım çünkü şirket duvarları içine bir miktar gizli yatırımlar sakladığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | أنا هنا لأنني سمعت شائعات تقول بأنك خبأت العديد من الإستثمارات السرية داخل جدران الشركة |
Kendi başına hareket ettiğine dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعة بأنك ستصبح من أبناء البلد |
Ama başka araştırmalar hakkında dedikodular duydum. | Open Subtitles | كلا، لكني سمعت إشاعات حول بعض الدراسات |
Piron'un stoklardaki fiyatı biraz yukarı çektiğine dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات تفيد بأن (بايرون) قام بتخزين المؤن كي يرفع الأسعار |
- Bazı dedikodular duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت الإشاعات |
Güzelliğinle ilgili dedikodular duydum. | Open Subtitles | -لقد سمعت شائعات كثيرة عن جمالك |
Ama özellikle bir çocuk hakkında endişe verici dedikodular duydum. | Open Subtitles | لكني سمعت شائعات عن شخص محدد |
dedikodular duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعات. |
Yıldızlara yapılan seyahatler hakkında dedikodular duydum. | Open Subtitles | لأني سمعت شائعة بخصوص السفر إلى النجوم |