Çünkü ellerinde cinayete ilişkin delil yoktu. | Open Subtitles | لأنه لم يكن هناك دليل لهذه اللعبة السخيفة |
Bütün bulgular onu işaret ediyordu ama açık bir delil yoktu. | Open Subtitles | أشارت كل الوقائع إليه، لكن لم يكن هناك دليل دامغ. |
Böyle bir ithamı desteklemek için yeterli delil yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك دليل كافي لإثبات تهمة كهذه |
Bunu gösteren hiç bir delil yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك دليل يدعم هذا في ذلك الوقت. |
Bay McGuire, "Böyle bir ithamı desteklemek için yeterli delil yoktu." derken ne demek istediğinizi anlamadım. | Open Subtitles | سيد (ماجواير)، لا أفهم قصدك عندما قلت أنه لم يكن هناك دليل كافي لإثبات تهمة كهذه |