Yapabileceğimiz başka bir şey yoktu. Amiral haklı, denizaltıyı orda bırakmamalıydık. | Open Subtitles | ان العميد على حق, لم يكن علينا أبداً ان نترك الغواصة |
Bu denizaltıyı denizde görmek istiyorum. Denemeler iki hafta içinde başlayacak. | Open Subtitles | أريد هذه الغواصة خارج المرسى الجافّ تجارب البحر ستبدأ بعد أسبوعين |
denizaltıyı ve yüklenmiş bombaları, çabuk yukarı alın. | Open Subtitles | ، إرفع الغواصة بسرعة . والقنابل المحملة في الحاويات |
Bu da denizaltıyı bulmamıza sen yardım edeceksin demek oluyor. | Open Subtitles | مما يعني أنّك الوحيد القادر على مساعدتنا لإيجاد الغوّاصة. |
Hackerlerin nükleer bombalı bir denizaltıyı kontrol ettiklerini mi söylüyorsunuz? Aynen öyle diyorum. | Open Subtitles | هل تقول بأن المخترقين يتحكمون في غواصة تحمل النووي؟ هذا بالظبط ما أقوله؟ |
- Şu anda birileri nükleer bir denizaltıyı aynı şekilde bulabilir: dümen suyundan. | Open Subtitles | يستطيع شخص ما الآن أن يحدد مكان الغواصة بالضبط بنفس الطريقة عن طريق الأثر التي ستخلفة |
Ah, onun yanına yaklaşmadan, Ruslar o denizaltıyı bulacaklar. | Open Subtitles | سوف يجد الروس تلك الغواصة قبل أن نقترب منها بأي حال |
Rapor bekleyebilir. Lütfen, bana denizaltıyı gezdirin. | Open Subtitles | الاجتماع يمكن أن ينتظر من فضلك, ارنى الغواصة |
denizaltıyı çalışabileceği maksimum derinliğe indir. | Open Subtitles | خذ الغواصة الى عمق التشغيل إلى العمق التّشغيليّ الأقصى |
Gerekesiz yere bu denizaltıyı ve mürettebatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | عرّضت هذه الغواصة و طاقمها للخطر بلا ضرورة |
denizaltıyı ele geçirmek istiyorlar. Bu onlar için harika bir zafer olur. | Open Subtitles | يريدون هذه الغواصة ماذا سيكون النّصر اذا |
Yargılama gücü zayıfladı, aksi halde denizaltıyı boşaltırdı. | Open Subtitles | حسنً تقديره فسد, و الا كان اخرج الرجال من الغواصة |
Adamlarımın hemen denizaltıyı boşaltmasını istiyorum. Moskova'nın emrine uymuyorum. | Open Subtitles | أريد رجالي خارج هذه الغواصة سأعارض موسكو |
Teröristler o denizaltıyı ele geçirdi. | Open Subtitles | لقد تمكن الارهابيون من السيطرة على هذه الغواصة |
denizaltıyı sadece tek bir füze fırlatacak şekilde izole et. | Open Subtitles | احجب الاتصال بالقيادة المركزية الروسية اعزل الغواصة |
denizaltıyı bulana kadar her birini arayacağız. | Open Subtitles | سنذهب إليهم واحداً تلو الآخر حتى نعثر على تلك الغواصة |
Tek yapman gereken onlara denizaltıyı vermek. | Open Subtitles | كل ماعليك فعله هو هو ان تقوم بإعطائهم تلك الغواصة |
Kornilov, Amerikalılar'a denizaltıyı tahliye ettiğimizi... ve yardıma ihtiyacımız olacağını bildir. | Open Subtitles | كورنيلوف, قل للأمريكيّين اننا نخلي الغوّاصة ... و سنتطلّب المساعدة |
Önce nükleer bir denizaltıyı batırıyorsunuz, sonra da bizi barışa zorluyorsunuz. | Open Subtitles | الرجل: أولا أنت تغرق غواصة نووية، وبعد ذلك كنت تهددنا لصنع السلام. |
Lehder'ın adamları serbest kaldı ve denizaltıyı ele geçirdiler. Alındı mı? | Open Subtitles | رجال ليكرز طليقون ويتحكمون بالغواصة أتسمعوني؟ |
Nükleer. Kargo taşımıyorlar. denizaltıyı istiyorlar. | Open Subtitles | غواصه نوويه، لا يملك اية بطاريه يريدون الغواصه نفسها، ويريدون مفاعلها |
Beni bu adadan götürecek olan denizaltıyı yokettikten sonra. | Open Subtitles | بعد تدميره للغواصة التي كانت ستأخذني من هذه الجزيرة |
'Kontrol, denizaltıyı terkediyoruz. | Open Subtitles | السيطرة، نحن نَتْركُ الغواصةَ |