"deposunun" - Traduction Turc en Arabe

    • مستودع
        
    • خزان
        
    • مخزن
        
    • مخزنه
        
    • أن مخبأ
        
    Normal bir silah deposunun zeminine benzemiyor. Değil zaten. Open Subtitles أليست تلك هي أرضية مستودع الأسلحة؟
    Silah deposunun emniyet kapıları kapandı, bu da demek ki biz... Open Subtitles وقد تم إغلاق أبواب أمان مستودع الأسلحة،لذالا يمكننا...
    Hatta mevcut bir su deposunun iç kısmını kaplayabilir, toplulukların uzun süreli kullanımları için çok miktarda suyu arıtabilirsiniz. TED يمكننا أيضاً دهن خزان مياة من الداخل لتنقية كميات أكبر من المياه للمجتمعات لفترة طويلة.
    Bu boydaki bir cipin deposunun o kadar küçük olmasına imkân yok. Open Subtitles مستحيل أن شاحنة بهذا الحجم لها خزان بهذا الصغر
    Geçit, silah deposunun öteki ucunda bulunan zırhın arkasında. Open Subtitles نعم , إن الباب خلف الترس في الطرف البعيد من مخزن السلاح.
    Her yıl olduğu gibi ayakkabı deposunun arkasındaki otoparkta mı olacak? Open Subtitles تقصد الذي يقيمونه في الجراج كل سنة خلف مخزن الأحذية؟
    Patron deposunun dolu olduğunu söyledi. Open Subtitles ،ليست ملكي قال رئيسي أن مخزنه كان ممتلئاً
    - Silah deposunun fiyatı çok düşük. Open Subtitles مستودع الأسلحه, إن سعره منخفض للغايه
    Bu adam, yaktığımız Ziyaretçi deposunun güvenlik görevlisi. Open Subtitles هذا هو الحارس من مستودع "الزائرين" الذي أحرقناه
    Silah deposunun anahtarları nerede? Open Subtitles أعطني مفتاح مستودع الأسلحة
    Silah deposunun kapısı açıldı. Open Subtitles باب مستودع الاسلحة.
    Kanıt deposunun binası gibi. Open Subtitles مثل مستودع الأدلة
    Çocuğun daha hasta olduğu açıkmış, ...anjiyo sırasında kardiyak tamponlama olması da sanki gaz deposunun doldurma sırasında patlaması gibi bir şey. Open Subtitles حسنا,كان واضحا أن الولد هو الأكثر مرضا والقيام بإغلاق القلب عن طريق الأوعيه كأن خزان الغاز انفجر وأنت تقوم بتعبأته
    Cesedi kendi otelinin terasındaki 500 litrelik su deposunun dibinde bulundu. Open Subtitles تم العثور على جثته على شرفة الفندق بنفسه .. تحت خزان المياه لتر 500.
    Bomba uzmanları bize, benzin deposunun patladığında otoparkın fırına döndüğünü söylediler. Open Subtitles أخصائى المفرقعات قال أنه عندما انفجر خزان البنزين حول غمد الإصبع الى سخان للانفجار
    Yakıt deposunun yanındalar. Open Subtitles انهم هناك مباشره بجوار مكان خزان البنزين
    Yerleşkenin benzin deposunun önünden geçtik. Geri vitese tak. Open Subtitles لقد مررنا في طريقنا على خزان وقود المجمع قد بالإتجاه المعاكس
    Bir kürk deposunun kasa dairesindeydi. Open Subtitles لقد احتجزها فى خزانة فى مخزن فراء
    Kitap deposunun yanından geçti ve polis kesin bir dille bunun çıkış yarası olduğunu söyledi. Open Subtitles إنه... شيء لا معنى له لقد قاد السيارة متجاوزاً مخزن الكتب وقد قالت الشرطة مستنتجة أنه كان جرحاً خارجيا
    deposunun anahtarının aynısıydı, bende bir tane yaptırdım. Open Subtitles انا نسخت المفتاح من مخزن الشركه
    Arkadaşın Virgil'in grubu, silah deposunun oraya gidiyordu. Open Subtitles الجماعة التي وصل معها صديقكم (فيرجيل) كانوا متجهين إلى مخزن السلاح
    Kaçırdığı insanları boşalttı ve konteynır deposunun yanında duruyor. Open Subtitles لقد فرغ محتوياتها البشرية, ووقفت عند مخزنه
    Büyük bir deposunun geçen ay ele geçirildiğini biliyoruz. Open Subtitles نعلم أن مخبأ كبيراً من أسحلته قد صودر منذ أقل من شهر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus