"ders vermek" - Traduction Turc en Arabe

    • درساً
        
    • درسا
        
    • درسًا
        
    • يلقن
        
    • حتى تحقق أنتصار
        
    Oh, Tanrım! Biz erkeklere ders vermek için dosdoğru uçuruma sürüyorlar. Open Subtitles يا للهول ، سيسقطون بها فقط لكيّ يعلمونا نحن الرجال درساً
    Size bir ders vermek için perili köşk tasarlayacağım aklınıza gelmemiştir. Open Subtitles و لكن لم تتوقعوا أنا أقوم بتزييف بيت مسكون لألقنكم درساً
    Vurulduktan sonra size ders vermek için ölü taklidi yaptım Open Subtitles بعد أن تم إطلاق النار علي زيفت وفاتي لأعلمك درساً
    Ed gerçekten sevişmeyi çok istiyor, ve bende Skylar'a bir ders vermek istiyorum. Open Subtitles إد يريد حقا الحصول على وضع وأنا حقا أريد أن يعلم سكايلر درسا.
    Bu hatanı görmezden geliyorum çünkü sana bir ders vermek istedim. Open Subtitles وقد سمحت لك بأرتكاب هذه الغلطة لكى اُعلّمك درسا
    Millete doğru ile yanlış hakkında ders vermek için mi? Open Subtitles هل تريدين أن تعلّمي الجميع درسًا ما بشأن الصواب والخطأ؟
    Ona bir ders vermek istiyordu. O yarın dışarı çıkacak. Open Subtitles هو كان يحاول أن يعطيها درساً ستكون في الخارج غداً
    Bize ders vermek için iyi bir adamı hapse mi atacaklar? Open Subtitles هل سيضعونَ رجلاً طيباً في السجنِ من أجلِ إعطائنا درساً ما؟
    Hakkında yazdığım insanlar bana bir ders vermek istediler. TED أراد الرجال الذين كتبت عنهم تلقيني درساً.
    Onlara bir ders vermek için bir plana ihtiyacımız var. Open Subtitles والآن نحتاج خطة لنلقن هذين الاحمقين درساً
    Bunu bana ders vermek için yapıyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تفعلين هذا لتعلميني درساً أليس كذلك ؟
    Çünkü seni bağışladım ve onlar da bana bir ders vermek istediler. Open Subtitles لأننى سامحتك و هم أرادوا أن يلقنونى درساً
    İçimde bir yerde, bir tuşa basıldı Öfke, onlara bir ders vermek istedim bir oyuncak olmadığımı göstereceğim onlara. Open Subtitles في غضون ذلك الوقت شيئٌ تحرك في داخلي انه الغضب.. أردت ان القنهم درساً
    Sebebi de babalarının onlara ders vermek için tek kollu adam kullanmasıydı. Open Subtitles منذ ان أستخدم أبيهم رجل ذو ذراع واحد ليلقنهم درساً
    Eğer ders vermek istiyorsan, tutamayacağın sözler verme. Open Subtitles إن أردت تلقيني درساً فلا تقطعي وعوداً لا يمكنك الوفاء بها
    Sana ders vermek için gerçekten yalan söylemeye baslayacagim. Open Subtitles سوف ابدأ بممارسة الكذب الحقيقي حتى ألقنك درساً
    Ve günün geri kalaninda bana ders vermek için yaninda çiplak ayak dolastirdi. Open Subtitles ثم جعلني أمشي في الجوار حافياً لبقية اليوم فقط كي يلقنني درساً
    Ben vurucu bir kuşum, ve Martı Sammy ne zaman birine bir ders vermek istese çağırdığı kişi Kaz olur. Open Subtitles انا طائر قاتل وعندما احتاج النورس سامى ان يلقن احدهم درسا طلب الوزه
    Sadece size bir ders vermek istedim ki buralarda yetkinin kimde olduğunu bilesiniz. Open Subtitles أردت فقط أن أعلمك درسا اذا علمتي من المسؤول هنا
    Geçen gece taciz edildiğinizi söylediniz. Bu yüzden onlara ders vermek istedim. Open Subtitles قلتِ ليلة أمس أنّك تتعرّضين لتحرّشات، لذا جئت لألقنهم درسًا.
    Monty'ye ders vermek olabilir mi? Open Subtitles حتى تحقق أنتصار أكبر من "مونتـى" ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus