Locadan çıkan bir diğer şey de peçetenin üzerinde bulunan kurbanın kanı. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي وجدناه من منصتك هو منديل دماء الضحية عليه |
Bıçakla ilgili sevdiğim diğer şey de ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمون الأمر الآخر الذي أحبه في السكين؟ |
İstediğim bir diğer şey de düzgün bir ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. | Open Subtitles | أحب أيضا ً أن أشتري موقد نار جيد، ذلك الموقد أصبح مُغطى بالدهون |
İstediğim bir diğer şey de düzgün bir ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. | Open Subtitles | ،أحب أيضا ً أن أشترى موقد نار جيد ذلك الموقد أصبح مغطى بالدهون |
Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek. Böylece ürünleri değer kazanacaktır. | TED | الشيء الآخر الذي اؤمن به هو الحاجة لصنع تقنيات للمزارعين الفقراء لاضافة قيمة لمحاصيلهم. |
Afrika hakkında hatırlanacak bir diğer şey de tarımlarının çoğunluğunun yağmura dayanmakta olduğu. | TED | و الشيء الآخر الذي يجب أن نتذكر عن أفريقيا هو أن أكثر زراعتهم تعتمد على المطر. |
Bilmen gereken bir diğer şey de külotlarınla salsa dansı yapmak. | Open Subtitles | الشيء الأخر الذي يجب أن تعرفيه أنت مثل راقصة الصالصا بتنورتك القصيرة هذه |
Sahte limon ağaçlarının dışında Çinlilerin refah seviyesini göstermek için yaptıkları bir diğer şey de permaydı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أشجار الليمون المزيفة الشيء الأخر الذي يفعلونه الصينيون لـ إظهار الثراء كان تمويج الشعر |
Bıraktığın diğer şey de kasadaki izdi. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي خلفته ورائك كان بصمة على الخزنة. |
Hatırladığım diğer şey de... "hazırlıklı ol"du. Pillerimi alsan, ben de başka pil bulurum. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي أتذكره كن متحضراَ تأخذ بطاريتي سأحضر بطاريةَ أخرى |