dişsiz bir halde öldüm Ve 144,000 defa yeniden doğdum | Open Subtitles | لقد مِتُّ بدونِ أسنان و عُدتُ للحياة 144 ألف مَرَّة |
Tüm sevgililerin pörsüyüp ufalırken idrarını tutamayan, eğik bükük, dişsiz bunağa dönüşüyor. | Open Subtitles | أي حبيب يجف وينكمش إلى شيخوخة منحنية بلا أسنان فاقدة للتحكم بالبول |
dişsiz! Buraya gel dostum! Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | (توثلس), تعال الى الاسفل يا صديقي لدي شيأ من أجلك |
dişsiz, diğer ejderhalar gibi gelip gidemez ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | ( توثلس ), لا يمكنه أن يتحرك بحرية مثل باقي التنانين |
Benim gibi bir kadın yenilenmeye ihtiyaç duyduğunda en iyi eşcinsellerine danışır ama ne yazık ki Porselen, yani dişsiz Şımarık Elf, New York'ta. | Open Subtitles | ,عندما تكون مرأة بمقامتي بحاجة لتحول , تذهبُ إلى المثليّين المفضلين لديها لكن للأسف , المصنوع من الخزف , "سيسي توثليس إيلف " بنيويورك |
Astrid, dişsiz. dişsiz, Astrid. | Open Subtitles | (أستريد)، أعرّفك على (توثليس)، (توثليس)، أعرّفك على (أستريد) |
Aramızda bir ispiyoncu vardı, şimdi dişsiz kaldı. | Open Subtitles | كان عندنا عندما نمّام في العصابة، لكن الآن هو لم نحصل على أي اسنان |
En azından dişsiz bir fuarcının sana halka tatlısı vermesiyle bitmiyor. | Open Subtitles | على الأقل، لا تنتهي بمهرج عديم الأسنان يعرض عليك سيجارة ممنوعات |
Bu şekilde bütün dünya kör ve dişsiz kalacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، العالم بأكمله سيكون أعمى وبلا أسنان |
Bu dişsiz adamların tek ihtiyacı birbirlerini sopalamak. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو أشخاص بلا أسنان يضربون بعضهم بالعصىّ |
Kesin şansıma o da dişsiz bir şişko çıkar. | Open Subtitles | سيكون على حظي رجل سمينا عجوزاً بلا أسنان |
Kör ve dişsiz bir lokantacı pek bir işe yaramasa gerek. | Open Subtitles | إذا كان صاحب المطعم أعمى وبدون أسنان فهو عديم الفائدة |
Senin düşündüğün kadar dişsiz değilmişim, tatlım. | Open Subtitles | يبدو أنني لست بدون أسنان كما ظننتي. حبيبتي |
Hayır,hayır! dişsiz, dur! Lütfen, bekle! | Open Subtitles | لا,لا,لا (توثلس) توقف رجاء, توقف,(توثلس), رجاء |
dişsiz'in şimdiye kadar dönmüş olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن ( توثلس ) من الممكن أن يعود الأن فحسب |
dişsiz'in de bunu yapmanı isteyeceğine adım gibi eminim. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا بالضبط ما يريدك ( توثلس ) أن تفعله |
dişsiz, bizi buradan çıkarman lazım dostum. | Open Subtitles | -لا أعلم (توثليس)، يجب أن تخرجنا من هذه الورطة يا صديقي |
Astrid, yanlış bir şey olursa, dişsiz'i bulmamalarından emin ol. | Open Subtitles | (أستريد)، إن حدث لي مكروه، احرصي ألاّ يجدوا (توثليس) |
Acısını benden çıkar, kızacaksan bana kız ama lütfen dişsiz'e zarar gelmesin! | Open Subtitles | أصبب جامّ غضبك عليّ، لكن لا تؤذ (توثليس) |
Yaşlanıp, ak saçlı, dişsiz ve yürüyemez biri olduğumda, ona yapışacağım, taki ben cennete, içki cehenneme gidene dek! | Open Subtitles | وعندما أشيخ ويصبح شعري رمادي وبدون اسنان وحافي سوف أمضغه حتى أذهب إلى الجنة والخمر يذهب إلى الجحيم |
3,5 kiloluk haykıran, dişsiz, yumuşak kafalı bir koz. | Open Subtitles | 4 كيلوجرامات من النفوذ الذي له, صراخ, عديم الأسنان, رقيق العظام |
dişsiz Walsh'u ara ve büyük bir yük getirdiğimizi söyle. | Open Subtitles | اتصل أنت بـ(غامي والاش) أخبره أننا سنحضر إليه طلبية كبيرة |