Bu dilekçeyi herkes imzaladı Big Fun grubunun zevksiz Avrupalı ibne grubu olduğunu düşünenler bile. | Open Subtitles | عريضة كل شخص الموقعة هذه، حتى الواحد التي تعتقد المرح الكبير ايوروفاجس بلا نغمة. |
Duvarda asıl bir dilekçeyi sırf sen katılmıyorsun diye yırtıp atamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تمزيق عريضة من على الجدار فقط لأنك لا تتفق معها |
Sayın Başkan, size bu dilekçeyi, büyük umutla dua ederek yazıyorum. | Open Subtitles | عزيزي سيدي الرئيس،أنا أكتب لك هذه العريضة مع الأمل و الصلوات |
O yüzden dilekçeyi unutur ve sahayı düşünürdüm çünkü beyler işinize daha fazla odaklanmazsanız onlar sizi saha dışına gönderecekler! | Open Subtitles | لذلك سوف اسامحكم عن العريضة وعلى ارائكم لانه اذا لم تركزوا اكثر على عملكم فسوف يتفوقون عليكم في مجال الكرة |
Çünkü dilekçeyi verdiğim sırada senin beyaz bir fahişeyi siktiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لأنه عندما قدمتُ الإلتماس لم أكن أعلم أنكَ تعاشر عاهرةً بيضاء |
Bu dilekçeyi kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | عليك تقديم هذا الإلتماس. |
Onu durdurmak için hazırladığım dilekçeyi imzalamıştın, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد وقعت على العريضه لكى نوقف بنائه . أتذكريين ؟ |
Kurul, geçen hafta Janice Malloy'dan gelen dilekçeyi üçüncü kez reddetmiş. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي رفض المجلس للمرة الثالثة عريضة من (جانيس مالوي). |
Bu hayranlık ölçüsünü aşıyor. Elinde dolaştırdığı dilekçeyi gördün mü? | Open Subtitles | لقد ذهب أبعد بكثير من حالة الإعجاب هل ترى تلك العريضة التي ينشرها ؟ |
Hastanenin devlerin girişine daha uygun hâle getirilmesi için bu dilekçeyi imzalar mısınız? | Open Subtitles | هل تودين توقيع هذه العريضة لجعل مستشفانا أكثر سهولة للوصول |
Hastanenin devlerin girişine daha uygun hâle getirilmesi için bu dilekçeyi imzalar mısınız? | Open Subtitles | هل تود توقيع هذه العريضة لجعل مستشفانا أكثر سهولة للوصول |
Mahkeme dilekçeyi reddetmiştir. | Open Subtitles | وقررت المحكمة رفض الإلتماس. |
Ayrıca Dük dilekçeyi aldı. | Open Subtitles | والدوق قد أخذ العريضه |