Geçtiğimiz dokuz yıl boyunca 13 defa tutuklanmış, sadece dilencilik davasından toplam 130 gün boyunca içeride kalmıştı. | TED | في السنوات التسع الماضية، تم اعتقاله 13 مرة، وسُجِن لمدة ما مجموعه 130 يومًا في قضية التسول. |
dilencilik paramı aldın ya zaten. | Open Subtitles | وأعالجها بالكوي بموقد اللحام انت حصلت على المال الذي كسبته من التسول |
Tanrı karnınız tok olmadan yoğun dilencilik gününüze başlamanızı istemez. | Open Subtitles | الله لا يريد لك أن تخرج إلى يوم حافل بك التسول دون بطن كامل. |
Yeterli düzeyde dilencilik yapamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى كيف أتسول ببراعة |
dilencilik yapmam. | Open Subtitles | لا أتسول |
dilencilik yaparak mı, ufak hırsızlar? | Open Subtitles | التسول و السرقه |
dilencilik yaparak yeterince zaman geçirseydin... | Open Subtitles | لو قمت بتجربت التسول من قبل |
Çöp karıştırma, içki içme ve dilencilik. | Open Subtitles | فقط حثالة يسكر , بعض التسول |
Burada dilencilik yapmanın yasak olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين أن التسول هنا ممنوع؟ . |
Kendi ayakları üzerinde durabilmeliydi; bakımı için çok fazla insana ihtiyaç olmayacaksa veya bu ülkeler başkalarına dilencilik yapmayacaksa, bazı yabancı ülkelerin teknolojinin değişimi için “Ben seninle ticaret yapmıyorum.” demeyecekse olmalıydı. | TED | يجب أن تتمكن من الوقوف على قدميها، يجب ألا تكون معتمدة على الكثير من الناس حقيقة إذا كان على هذه الدول التسول أو أن تقول لهم دولة أجنبية "لن أقوم بالتجارة معكم،" من أجل أن يتم التحول نحو تطبيق التقنية. |
dilencilik işe yaramadı | Open Subtitles | التسول لم ينفع |
dilencilik yapmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتسول. |