Hapishaneden hiç çıkmamış olmayı dileyecek. | Open Subtitles | سوف اجلعه يتمنى أنه لم يهرب من السجن ابداً |
Sen ne kadar inkâr etsen de ve biz ne kadar yakınlaşsak da ve ne kadar bana, beni sevdiğini söylesen de her zaman kalbinde bir parça onunla birlikte olabilmiş olmayı dileyecek. | Open Subtitles | و بقدر ما اخبرتني انك تحبني سوف يكون هناك دائماً جزئ منك يتمنى ذلك انه يمكنك البقاء معها |
Bu hasta orospu çocuğu kasabama hiç ayak basmamış olmayı dileyecek. | Open Subtitles | هذا اللعين سوف يتمنى أن لا يكون قد وطأ قدمه داخل البلدة |
Programda bir son dakika değişikliği olacak. Kibarca özür dileyecek. | Open Subtitles | سيكون هناك تغيير في الجدول في أخر دقيقة ستعتذر بأدب |
Bana sorarsan özür dileyecek birşeyimiz yok. | Open Subtitles | إذا سألتني، فليس لدينا أي شيء للإعتذار عليه |
Eğer öyleyse döndüğümüzde ona yapacaklarımız yerine onu öldürmüş olmamızı dileyecek. | Open Subtitles | ، أذا كانَ كذلكَ سيتمنى لو قتلناهُ الأن بدلاً من الذي سنفعلهُ بهِ حينَ عودتِنا |
Özür dileyecek bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لا داعى للتأسف. |
En büyük sorunun, politik skandal olmasını dileyecek. | Open Subtitles | هو سوف يتمنى أن مشكلته الكبرى كانت فضيحة سياسية |
Öldüremiyorum, ama and olsun ona öyle benzeteceğim ki ölmüş olmayı dileyecek. | Open Subtitles | ربما لا أتمكن من القتل، لكن أقسم سأجعل هذا الأبله يتمنى أنه ميّت. |
Eğer Michael bir genç olarak Alek'in beynini patlatırsa çünkü tüm düşüncesi bu olacak sadece çocukken onun soğuk beton bir zeminde ölmüş olmasını dileyecek. | Open Subtitles | وإذا أصبح "مايكل" رجل بالغ سيقرر قتل " أليكس" لأن ذلك كل الذى سوف يفكر بشأنه سوف يزال يتمنى بأنه هو الذي مات على ذلك الطابق الخرساني البارد |
Hiç doğmamış olmayı dileyecek. | Open Subtitles | سأجعله يتمنى إنّه لم يولد |
İşim bittiğinde sokağın karşısındaki Bayan Henderson'a gitmiş olmayı dileyecek. | Open Subtitles | ... سوف أجعله يتمنى لو كان عبَر الشارع ( و أقام علاقة مع سيدة ( هيندرسان |
Cal'in hasta olmasını dileyecek başka birini tanıyor muyum? | Open Subtitles | هل أعرف أحداً يتمنى موت (كال)؟ |
- Yaşananlar için özür dileyecek. Suçu üstlenecek. | Open Subtitles | و ستعتذر عن أي إزعاج و ستقول أنه خطأها تماما |
Sahte para transferi için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | ستعتذر عن برقية التحويل المزيف أيضا؟ |
Yaklaşık bir saat içerisinde bunun için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | هل ستعتذر عن ذلك بغضون ساعة أو ماذا؟ - آسف؟ |
Sonraki 50 yılda Spice Girls'ten başka af dileyecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس كثير للإعتذار إنتهى... ... السنواتالـ50التاليةماعدا للربّما سبايس جيرلز. |
Kimseye açıklama yapacak, kimseden özür dileyecek biri yoktu. Kirk inancını kaybetti. | Open Subtitles | * لم اكن هناك للتوضيح أو للإعتذار ، وابني (كيرك) فقد إيمانه بي * |
Özür dileyecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء للإعتذار عنه. |
Birisi bugünün hiç olmamış olmasını dileyecek. | Open Subtitles | شخص ما سيتمنى ألا يأتي هذا اليوم |
O köpeği hiç görmemiş olmayı dileyecek. | Open Subtitles | سيتمنى انه لم يرى هذا الكلب ابدا |
Özür dileyecek bir şey yok, canım. | Open Subtitles | -لا داعي للتأسف |