Duman ilk dört dinlenme odasına, havalandırmadan girmiş. | Open Subtitles | يخرج الدخان من فتحة التهوية في غرفة الإستراحة بالطابق الأوّل |
dinlenme odasına yalnızca olumlu dalgalar olmalı. | Open Subtitles | المشاعر الإيجابية توجد فحسب في غرفة الإستراحة |
Onu dinlenme odasına götürdüm ve çay yerine kahve teklif ettim. | Open Subtitles | أخذتها إلى غرفة استراحة وكنت قد عرضت عليها القهوة بدلا من الشاي. |
Hastalar dinlenme odasına giremez. - Ona söyledim. | Open Subtitles | ليس مسموح للمرضى التواجد في غرفه الاستراحه |
Onu dinlenme odasına götür ve kapının önüne birşey koy. | Open Subtitles | ادخل غرفه الاستراحه واغلق الباب |
Elfler koşarak dinlenme odasına gittiler. | Open Subtitles | والأقزام هرعوا راكضين إلى غرفة الاستراحة |
Ona kadar saydım, sonra da "Cheryl, Derek'in doğum günü pastasını dinlenme odasına bırakayım..." | Open Subtitles | عديت إلى العشرة ثم قلت: شيريل, سأجلب لك هذه مباشرةً بعد كعكة عيد ميلاد ديريك في غرفة الإستراحة |
Susan'ı ve çocuklarını dinlenme odasına aldım. Silah dükkânından haber var mı? | Open Subtitles | لقد وضعت "سوزان" وأطفالها فى غرفة الإستراحة - أهناك أى أخبار عن متجر الأسلحة؟ |
Bunu kim dinlenme odasına bıraktı? | Open Subtitles | من ترك هذا في غرفة الإستراحة ؟ |
dinlenme odasına ya da | Open Subtitles | يمكنك نصب خيمة في غرفة الإستراحة |
Bununla ilgili konuşabilirsiniz. İşe yarar. Ama dinlenme odasına gidip seks zilini çalarak "gel de al" diye bağırırsanız uygunsuz olur. | Open Subtitles | تستطيع أن تتحدث عنه إنه العمل إنه فقط غير لائق أن تذهب إلى غرفة الإستراحة و تضرب جرس الجنس و تقول " تعال و أحصل عليه " َ |
dinlenme odasına Rusty için bir laptop koyabilir misin? | Open Subtitles | هلا تعطي (رستي) حاسب محمول و تذهب به إلى غرفة الإستراحة |
İçtenlikle dinlenme odasına davet edildiniz. | Open Subtitles | أنتي تلقيت دعوة إلى غرفة الاستراحة. |
Onu dinlenme odasına koyduk. | Open Subtitles | ـ إننا وضعناه في غرفة الاستراحة |