| Muhtemelen, savunma tarafının uydurduğu pek çok hikâye dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | قد تسمعون قصصا عديدة من اختراع جهة الدفاع |
| Bu görevlilerin kendi ağızlarından dinleyeceksiniz şu andaki hazinedar James Neary de dahil olmak üzere. | Open Subtitles | وسوف تسمعون هذا مباشرة من أعوانه وهذا يتضمن "جيمس نيري" الذي يشغل موقع الخازن بشكل مؤقت. |
| Yalnızca sizinle konuştuğumda benimle konuşacaksınız. Ve söylediğim her kelimeyei dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف تكلمونى فقط عندما أوجه لكم الكلام و ستستمعون الى كل كلمه أقولها |
| Ama bu defa dinleyeceksiniz çünkü sonunda ne istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة ستستمعون لأنني عرفت أخيراً ما أريده |
| Çünkü hepiniz sebzelerinizi yiyeceksiniz, kuzenim hakkındaki uzun hikayeyi dinleyeceksiniz ve çarşaflarda bana yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | ،لأنكم كلكم ستأكلون خضرواتكم تستمعون إلى قصصٍ طويلة عن أقاربي وتساعدونني في ثني الورق |
| Polisin bulmuş olduğu kanıtları dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | من ضمن الشهود ، ستستمع اٍلى شهادة الشرطة |
| Yapmayın. Bunu mu dinleyeceksiniz? Delil değil ki bu? | Open Subtitles | بحقك، أنت لن تنصت إلى هذا، إنّه ليس بدليل. |
| Birinci bölümde bütün kanıtları dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | في الجزء الأول ستسمعون الأدلة كلها |
| Bugün Mary Hart Show'da iki normal insanın hikâyesini dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | اليوم فى برنامج (مارى هارت) سوف تسمعون قصة شخصان عاديان |
| Önümüzdeki iki gün boyunca Almanya'nın en önde gelen akademisyenlerini dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | في اليومين القادمين, سوف تسمعون من |
| O konuşurken de siz dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | وعندما يتحدث سوف تسمعون |
| Müvekkilim, Gary Kuharski yani onu öldüren kişi hakkındaki kanıtları dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | ستستمعون إلى أدلة تدعي أن موكلي غاري كاهرسكي قتلها |
| En sonunda söyleyeceklerimi dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | إلخ لذلك وأخيرا ستستمعون لما أريد أن أقوله |
| Bundan sonra , Dylan'dan "Masters of War" şarkısını dinleyeceksiniz. | TED | وبعد ذلك، سوف تستمعون لأغنية "سادة الحرب" لديلان. |
| Yalnızca bir kez dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | وسوف تستمعون إليه مرة واحدة فقط |
| Şimdi oturup onu dinleyeceksiniz ve gülmekten yerlere yatacaksınız çünkü gerçekten çok komik. | Open Subtitles | ستجلس و ستستمع لها و ستضحك كما لم تضحك من قبل لأنّها فعلاً مضحكة بشكلٍ لا يصدق |
| Sayın Yargıç özgürlük arayışı içindeyken darp edilip dövülen mağdurların oy verme ve kendi karar hakları konusundaki ifadelerini dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | حضرتكم، ستستمع لشهادات ضحايا تعرضّوا للضرب والأذية لأجل مسعاهم للحرية. لأجل حقهم في التصويت وتقرير المصير. |
| Arabayı mı dinleyeceksiniz? | Open Subtitles | لن تنصت إلى سيّارة. |
| Alan Kay'dan bugün dinleyeceksiniz. | TED | ستسمعون لاحقا اليوم من "ألان كاي". |