"diye biriyle" - Traduction Turc en Arabe

• شخص اسمه
• شخص يدعي
• شخص يُدعى
• شخص يدعى
• شاب اسمه

Orada pisliğin teki olan Eddie diye biriyle ilişkimi bitirdim.
وانتهى بها المطاف وقابلت شخص اسمه ايدي وانا اعتقد انه شخص سيئ لانه

Çocuklarımdan biri Hammer diye biriyle çıktığı diğeriyse death müzik dinlediği için mutlu olmam gerekirdi.
بان ابنتي تواعد شخص اسمه(هامر). و الاخر يستمع الي موسيقي الموت.

Jones diye biriyle konuşmaya gitti.
ذهب ليتحدث مع شخص يدعي جونز

Chris Keller diye biriyle karşılaşırsa, önce yumruğu indir, ondan sonra sorularını sor.
أذا قابلت شخص يدعي (كريس كيلر) أضربة ومن ثم تفاهم معة

- Wolfgang diye biriyle Berlin'de yaşıyor.
-إنها في "برلين" مع شخص يُدعى "ولفغانغ ".

Kadın Jørgen diye biriyle birlikteymiş. Radyo programında bu ismi kullanmıştı.
كانت قد قابلت شخص يدعى (يورغن) وهذا الإسم إستخدمه في الإذاعة

Pete diye biriyle mesajlaştığını buldum.
أكتشفت بأنها تراسل شاب اسمه بيت

Klaus Mikaelson diye biriyle Tennessee'den geçiyordum.
كنت مسافرًا عبر (تينيسي) مع شخص اسمه (كلاوس مايكلسون).

Sutton, Ethan seni Emma diye biriyle aldatıyor.
.ساتن)، إيثان لقد كان يخدعك) .(مع شخص يدعي (إيما

Robert Underhay diye biriyle.
شخص يُدعى روبرت اندرهاى

Hani Salaam diye biriyle çalışacaksın.
ستعمل مع شخص يُدعى (هاني سلّام)...

Winchester diye biriyle gizlice anlaştığını söyledi?
لقد قال أنك كنت تتواطئ (مع شخص يدعى (وينشستر

Bir gün akşam yemeğindeydim. Bölüm başkanı olduğunuzda işinizin bir kısmı da yemek yemektir. O konuda da iyiydim. Zig Jackson diye biriyle yemekteydik.
ولقد كنت في حفله عشاء. وهذا جزء من العمل عندما تكون عميد كليه, ان تأكل.. وقد فعلت ذلك جيدا ولقد كنت في حفله العشاء مع شخص يدعى (زيغ جاكسون)

Reggie diye biriyle buluşacakmışsınız.
(يبدو أنكما ستتقابلان مع شخص يدعى (ريجي

Wilson diye biriyle dövüşüyordun.
ضد شاب اسمه ويلسون ؟ ؟