Ve diğeri kibarca 'düşük kendine güven' dediğimiz ya da kibar olmayan şekilde 'kendi hakkında kötü hissetmek' diyebileceğimiz şeyle nasıl baş edeceğinizi söyler. | TED | و يخبرك النوع الآخر عن كيفية التكيف مع ما نسميه ادباً " قلة ثقة بالنفس " و نسميه وقاحة "شعورنا بالسوء تجاه انفسنا ." |
O zamandan beri kendi evimiz diyebileceğimiz bir yer için dua ettik. | Open Subtitles | - - منذ ذلك الزمن ونحن نصلي لمكان نستطيع أن نسميه وطننا |
Bu gelişmelerin en dramatize edilmişlerinden biri populasyon piramidinden populasyon tabutları diyebileceğimiz terime geçiş olacak. | TED | أحد المظاهر الأكثر إثارةً لهذه التحسينات ستكون الإنتقال من هرمية السكان ، لما يمكن أن نسميه التوابيت السكانية . |
Tetikçi, imzası diyebileceğimiz şeyler yaptı. | Open Subtitles | مطلق النار أسس لنفسه ما نسميه توقيعا |
Bastırma cihazı o belleği "psikolojik kaya" diyebileceğimiz bir unsurun altına saklar. | Open Subtitles | جهاز الإخماد قام بإخفاء هذه الذكريات في إطار ما يمكن أن نسميه "الصخرة النفسية" |
Bastırma cihazı o belleği "psikolojik kaya" diyebileceğimiz bir unsurun altına saklar. | Open Subtitles | جهاز الإخماد قام بإخفاء هذه الذكريات في إطار ما يمكن أن نسميه "الصخرة النفسية" |
Evimiz diyebileceğimiz bu cennet gibi harika bir yerde, tam da muhteşem Hollywood simgesinin altında. | Open Subtitles | rlm; في هذا الفردوس الصغير المبهج rlm; الذي نسميه بيتنا، |
Hatta, şimdi bilgi ekonomisi dediğimiz ekonomiden bilgisayarlı bilgi ekonomisi diyebileceğimiz bir ekonomiye doğru geçebileceğimizden söz ediyorum, bu ekonomide, nasıl şu an bilgi herkesin yaptığı işin bir parçasıysa, yüksek matematik de işin bir parçası olacaktır. | TED | في الواقع انا اهدف من هذا الحديث الدفع مما نسميه اليوم عصر الاقتصادي المعلوماتي الى ما سوف يسمى لاحقا ربما بعصر الاقتصاد المعلوماتي الحسابي حيث تكون الرياضيات المعقدة مرتبطة في كامل نواحي الحياة بنفس الطريقة التي تتصل بها المعلومات والمعرفة اليوم |
Bu adam, “arı sakalı” diyebileceğimiz bir sakala sahip. (Kahkahalar) Arılardan oluşan bir sakal. | TED | هذا الرجل يضع ما نسميه لحية النحل (ضحك) لحية مملوءة بالنحل |