Şimdi hemen Asya'nın merkezinde sürdürülebilir bir şehir yapmak istiyorum diyemezsiniz. Çünkü bu şekilde komisyon alamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تقول ببساطة أنك تود بناء مدينة مستدامة في آسيا الوسطى لأن ذلك ليست الطريقة التي تحصل بها على الصفقات |
Şöyle diyemezsiniz: "Kiliseye gidiyorum. Sen nereye?" "Kokaini hazırla!" | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول أنا ذاهب للكنيسة ستقول لك ماذا ستفعل تدخن الحشيش ؟ |
Güneş için "çok güneşli", yağmur için "az yağmurlu" diyemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تطلب من الشمس أن تكون أكثر إشراقة أو من المطر أن يكون أقل هطولاً |
Benim gibi adamları soyup soyup sonra da buna ek ücret diyemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعبث مع أشخاص مثلي ثم تطلب منا الضرائب |
Şöyle diyemezsiniz, bu kötü bir şey. | TED | لا يمكنك أن تقول ، ها هى الأشياء السيئة . |
"Hey, ben çok dürüstüm, bana yatırım yapın," diyemezsiniz. Değil mi? | TED | لا يمكنك أن تقول " أنا في منتهى الأمانة -- إستثمروا أموالكم معي " صحيح؟ |
Kendinize "Ben de herkes kadar kazanabilirim," diyemezsiniz çünkü Leroy kadar kazanma şansınız yok. | TED | لا يمكنك أن تقول لنفسك، " من المرجح أن أفوز كالبقية،" لأنك لست مرجحاً أن تفوز مثل لوري. |
Babanıza koşup "Baba, bana para versene" diyemezsiniz. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نعدل مصاريف الدفاع... لا يمكنك أن تركض نحو والدك |
Popüler olan diğer bir hikaye türü ise-- Oliver Stone filmlerini veya Michael Moore filmlerini biliyorsanız, bir film yapıp sonra, "hepsi bir kazaydı" diyemezsiniz. | TED | هناك مجموعة أخرى من القصص الشعبية .. إذا كنت تعرفُ أفلام أوليفر ستون، او أفلام مايكل مور، لا يمكنك أن تصنع فيلما ثم تقول: "لقد كان الأمر كله مصادفة كبيرة." |
Atlantik Okyanusuna 'haddini bil" diyemezsiniz. | TED | لا يمكنك أن تخبر المحيط الأطلسي كيف يتصرف ! |
Ben yaptım diyemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول إننى الفاعل |
- Böyle diyemezsiniz, bilmiyorsunuz! | Open Subtitles | معا: EW. - لا يمكنك أن تقول ذلك. |
Bana salak diyemezsiniz, Bay Wilcox! | Open Subtitles | ! (لا يمكنك أن تدعوني بالمجنون يا سيد (ويلكوكس ... أنتم جميعاً مجموعة من المحتالين |