Şu bulunduğumuz dünyada birilerinin kamera ve Diz üstü bilgisayar etrafında çocuklarımızı takip ettiğini ve onların her hareketini kaydettiğini hayal edin. | TED | تخيلوا في العالم المادي إذا كان شخص ما يتبع أطفالنا يكاميرا وجهاز كمبيوتر محمول ويسجلون كل تحركاتهم. |
Belki de Diz üstü bilgisayarı olan Charles Manson'dır. | Open Subtitles | اذا من الممكن ان يكون تشارليس مانسون مع كمبيوتر محمول |
Bakın korkuluklar nasıl genişliyor ve yassılaşıyor, böylece yemeğinizi ya da Diz üstü bilgisayarınızı koyabilirsiniz. | TED | ونرى كيفية اتساع الحواجز الحديدية وتسطحها حتى تتمكن من وضع غذائك أو جهاز الكمبيوتر المحمول. |
Bu standart ticari bir güneş pilidir ve Diz üstü bilgisayara bağlanmıştır. | TED | وهذه خلية شمسية قياسية انها متصلة بجهاز الكمبيوتر المحمول |
...Diz üstü çöktü. | Open Subtitles | يجثو على الركبة. |
Dizinin üstüne çok! Diz üstü! | Open Subtitles | انزل علي ركبتيك علي ركبتيك |
Diz üstü çök! | Open Subtitles | - مهلا! مهلا! - إنزل على ركبتيك الآن! |
Takvimi ve Diz üstü bilgisayarındaki program bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | تقويمها يثبت ذلك , و كذلك برنامج التنفس الصناعى على كمبيوترها المحمول. |
Diz üstü çök, asker. | Open Subtitles | اركع على ركبتك ايها الجندي |
Bir Diz üstü bilgisayar da dahil olmak üzere 4000 dolarlık malzeme almış. | Open Subtitles | اشترى الدكتور أشياء بـ 4000 دولار، بما فيها كمبيوتر محمول. |
Sarah Holt Diz üstü bilgisayarı ile birlikte yakalandı. | Open Subtitles | عندما إعتقلتْ ساره هولت كَانَ معها حاسوب محمول |
Sarah Holt tutuklandığında, Diz üstü bilgisayarı da yanındaydı. | Open Subtitles | عندما إعتقلتْ ساره هولت كَانَ لديها حاسوب محمول مَعها |
Sarah Holt'un Diz üstü bilgisayarına uzaktan erişerek sabit diskini sildik. | Open Subtitles | كنا قادرين على مسح محمول سارة هولت عن بُعد |
Diz üstü bilgisayar. | Open Subtitles | سارة هولت المحتويات : حاسب محمول |
Belki de kurban bu yüzden Diz üstü bilgisayar getirmiştir. | Open Subtitles | حسناً، ربما لهذا السبب ضحيتنا أحضرت الكمبيوتر المحمول لأنه لم يرغب في أن يعرف أي أحد ما يفعله |
Aynadaki internet kamerası bagajdaki Diz üstü bilgisayara video sinyali iletiyor. | Open Subtitles | حسناً كاميرا الويب على المرآة نقلت التغذية إلى الجهاز المحمول في الصندوق |
Görüntü Diz üstü bilgisayara, oradan da kablosuz telefona aktarılmış. | Open Subtitles | الصورة تذهب إلى الجهاز المحمول ثم تخرج على خطوط هواتف لاسلكية |
89. golünü atmak yerine Chris Ryan Diz üstü çökmeyi tercih etti. | Open Subtitles | ياللروعة، بدلاً من الإنطلاق لتحقيق الإصابة الـ 89 القياسية، بدلاً عن ذلك، أختار (كريس راين) الإنحناء على الركبة. |
Diz üstü çök. | Open Subtitles | اجثي علي ركبتيك |
Diz üstü çök! | Open Subtitles | إنزل على ركبتيك الآن! |
Peki ya Diz üstü bilgisayarındaki solunum cihazı programı? | Open Subtitles | ماذا عن برنامج جهاز التنفس الصناعى على كمبيوترك المحمول؟ |
Diz üstü çök. | Open Subtitles | اركع على ركبتيك. |