O yüzük sadece insanlar üzerinde çalışır. Görsel ikiz doğaüstü bir olaydır. | Open Subtitles | هذهِ الخواتم تعمل مع البشر وحسب، أما النظيرة فهي كيان خارق للطبيعة. |
Demiri bile eritebilen doğaüstü bir yarıktan nasıl geçeriz onu düşün. | Open Subtitles | نفكّر في كيفيّة العبور من خلال شقّ خارق للطبيعة يصهر الفولاذ. |
Karnında doğaüstü bir şişlik bekliyordum da. | Open Subtitles | توقّعت رؤية بروز جنين إعجازيّ خارق للطبيعة. |
Tanrı'nın planlarının arasında doğaüstü bir şeyler olmasını bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت بإنتظار علامة خارقة للطبيعة .من خطة الإله لك |
Sen de doğaüstü güçleri olan doğaüstü bir yaratıksın. | Open Subtitles | وأنت كائن خارق للطبيعة وتملك قوى خارقة للطبيعة. |
Tamam, evde peşinden gelen doğaüstü bir güç mü var? Evet. | Open Subtitles | إذا يوجد قوة غير طبيعية في المنزل وتلاحقك , نــعم |
doğaüstü bir ilhamın gelmesini bekleyerek iki saat piyano tellerini çekmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أنقر على أوتار البيانو لمدة ساعتين وأنتظر إلهاماً خارقاً للطبيعة. |
Korkarım ki, Everett'in ölümüne doğaüstü bir güç sebep olmuş olabilir. | Open Subtitles | أخشى ان يكون موت ذلك الرجل إيفريت ربما حدث بسبب كيان خارق للطبيعة |
- Aman ne komik. doğaüstü bir varlık ya da hayalet varsa eğer ötmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يفترض بهذا الجهاز أن يصدر صفيرًا حال وجود روح أو كيان خارق للطبيعة. |
Ben doğaüstü bir yaratığım ama hiçbir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا مخلوق خارق للطبيعة وأعجز عن إيجاد أيّ شئ. |
Manyetik bozukluklar ve birkaç pikselli fotoğraflar senin eski bir amatör radyo ile doğaüstü bir bariyer üstünden iletişim kurabileceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | اضطرابات مغناطيسية وبضع صور غير واضحة لا تعني أنك تستطيع استخدام راديو لاسلكي للتواصل عبر حاجز خارق للطبيعة. |
Hiçbir doğaüstü bir tehdit. Tamam, senin boyun aşağı nefes? | Open Subtitles | ولا تهديد خارق للطبيعة يتربصنا عن كثب، مفهوم؟ |
Bu doğaüstü bir zehir. Eğer kesmeye çalışırsalar, yayılır. | Open Subtitles | إنه سمّ خارق للطبيعة إذا حاولوا انتزاعه فسينتشر. |
O kurtlara olan kesinlikle doğaüstü bir şeydi. | Open Subtitles | أيًا كان ما حدث لتلك الذئاب فإنه خارق للطبيعة حتمًا. |
doğaüstü bir şey ve bizi uzun süre perişan etti. | Open Subtitles | شيء خارق للطبيعة وهذا قد أفسد حياتنا لوقت طويل لاحقا فقط اكتشفنا |
Sonuçta doğaüstü bir vampir avcısından kaçmıyorum. | Open Subtitles | أقصد أنّي لستُ فارّة من صيادة خارقة للطبيعة. |
Ama kasanın doğaüstü bir yaratığa evsahipliği yapmış olmasından daha garip değil. | Open Subtitles | لكن ليس أغرب من قبو أوى مخلوقة خارقة للطبيعة. |
Çok güçlü, doğaüstü bir tılsım. | Open Subtitles | إنها قوية جدًا تميمة خارقة للطبيعة |
..olağanüstü, karşı konulamaz doğaüstü bir gücü olduğu | Open Subtitles | هو موطن قوى غير طبيعية يمكن قياسها وتوقعها |
Yani doğaüstü bir şey yoktur. | Open Subtitles | ربما ليس هناك قوى غير طبيعية تحصل |
Sen ürkütücü veya doğaüstü bir şeyler mi gördün? | Open Subtitles | رأيت شيئاً... -مخيفاً، أو خارقاً للطبيعة... ؟ |