O iyi adamın hala oralarda bir yerde olduğunu da biliyorum. Doğru şeyi yapmak için hala geç değil. | Open Subtitles | وأعرف أنّ ذلك الرجل ما يزال داخلك ولمْ يفت الأوان لفعل الصواب |
Doğru şeyi yapmak için çok geç değil. | Open Subtitles | الوقت ليس مُتأخراً للغاية بعد لفعل الصواب |
Herkes kaçtığında, Doğru şeyi yapmak için cesaretinin olduğunu gösterdi! | Open Subtitles | يجب أن تمتلك الشجاعة لفعل الصواب حينمايفرالآخرون،ولا يمكننيفعلهذا! |
Adam Doğru şeyi yapmak için bir fırsatı hak ediyor. | Open Subtitles | إنه يستحق فرصة لفعل الشيء الصحيح |
Sonmanto'nun yalan makineleri bu operasyona yönelmeden önce Doğru şeyi yapmak için tek bir şansımız olacak. | Open Subtitles | نحن فقط لدينا فرصة واحدة لفعل الشيء الصحيح قبل ان تتأرجح مكائن (سونمانتو) الدوارة في العملية |
Vance, böyle bir işteysen bazen, Doğru şeyi yapmak için kuralları boş vermen gerekebilir, tamam mı? | Open Subtitles | فانس ، في هذا العمل أحيانا عندما تريد أن تفعل الشيء الصحيح يجب ان ترمي كتاب القانون في الخارج حسنا؟ |
Doğru şeyi yapmak için geç değil. | Open Subtitles | .ليس الوقت متأخراّ لفعل الصواب |