doğru kararları vermeye ve annemizin dileğini yerine getirmeye çalışırken kendimizi hemşirelerin rehberliğine muhtaç hâlde bulduk. | TED | حاولنا اتخاذ القرارات الصحيحة والاستماع لرغبات أمنا، وجدنا أنفسنا نعتمد على توجيهات الممرضات، |
Fakat buradan sonra ipleri bırakmaları ve ekiplerin bu yolda doğru kararları almalarına izin vermeleri lazım. | TED | لكن بعد ذلك، يجب أن يمضوا وأن يثقوا بفرقهم لاتخاذ القرارات الصحيحة لكيفية تحقيق الأهداف. |
Bu onun doğru kararları vereceğine inanacağımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني ان نثق به لاتخاذ القرارات الصحيحة |
Gerçek şu ki, kendim adıma ancak doğru kararları verebiliyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، بالكاد يمكنني اتخاذ قرارات لنفسي .. |
Herhangi bir duygusal bağ kurmadan büyütülmüş olabilir ve bu da onun şirketin başında olması ve stratejik avantajlar için doğru kararları alabilmesi açısından çok önemli bir özellik. | Open Subtitles | ربما نشأت بدون أية روابط عاطفية بذلك قد تكون رئيسة شركة مثالية، قادرة على اتخاذ قرارات مبنية فقط على المصالح الاستراتيجية. |
Metropolis için doğru kararları verenin ben olduğumu düşünüyorum, peki ya siz? | Open Subtitles | أعتبر نفسي السلطة التي تقوم بالأفضل لـ(ميتروبوليس)، أليس كذلك؟ |
Metropolis için doğru kararları verenin ben olduğumu düşünüyorum, peki ya siz? | Open Subtitles | أعتبر نفسي السلطة التي تقوم بالأفضل لـ(ميتروبوليس)، أليس كذلك؟ |
Tanrı'ya giden yol; doğru kararları aldığını düşünme, hissetme dirayetine dayalıdır. | Open Subtitles | الطريق إلى الرب يعتمد على مدى قدرتك كالتفكير والشعور بأنك تأخذ القرارات الصحيحة |
Tanrı'ya giden yol; doğru kararları aldığını düşünme, hissetme dirayetine dayalıdır. | Open Subtitles | الطريق إلى الرب يعتمد على مدى قدرتك كالتفكير والشعور بأنك تأخذ القرارات الصحيحة |
Sürekli doğru kararları vermeye devam edersen, sonunda bir noktada patlar ve başarılı olursun. | Open Subtitles | أذا أستمريت في فعل القرارات الصحيحة مع مرور الوقت في النهاية، أنت ستصل لنقطة تتحول فيها وتصبح ناجح |