"doğruladılar" - Traduction Turc en Arabe

    • أكدوا
        
    • أكّدوا
        
    • اكدوا
        
    • أكدّوا
        
    • يؤكدون
        
    • في الواقع يحبّ إطلاق
        
    O bölgede bir yol çetesi olduğunu doğruladılar. Open Subtitles لقد أكدوا ذلك .. كانت توجد عصابة طريق سيئة بتلك المنطقة
    Volkanik patlamaların hepsinin piramit alanlarında olduğunu doğruladılar. Open Subtitles لقد أكدوا بأن كل الثورات البركانية حدثت على مواقع الهرم
    Geçen birkaç yıl içinde Sebastian Renner ile bir ilişkisinin olduğunu doğruladılar. Open Subtitles أكدوا بأنه كان في علاقة مع " سباستيان رانير " للسنوات الماضية
    Adli tıbba sordum ve yaranın dağlandığını doğruladılar. Open Subtitles تفقدت مكتب الطبيب الشرعي وقد أكّدوا لي أن ذلك الجرح تم كويه
    Satıştan elde edilen gelirin, kadının oğluna aktarıldığını doğruladılar. Ne kadar sence? Open Subtitles ولقد أكّدوا أن الجميع المال الذي حصلت عليه من بيعها ورثه ابنها، خمّنوا المبلغ؟
    Sayın Başkan Yardımcısı, generallerim, bu bileşenin savunma yeteneklerimizi tehlikeye atacak olan bilgi içerdiğini doğruladılar. Open Subtitles سيدي نائب الرئيس .. الجنرالات لدىّ اكدوا أن هذه القطعة تحوي معلومات ستكشف قدراتنا الدفاعية
    Derisi yüzülen kurbanın bizim kurbanlarla benzerlik taşıdığını doğruladılar. Open Subtitles أكدّوا ارتباط جريمة ضحيّتهم المسلوخة بجريمتنا
    Orası doğru ama ajanlarımız çatışmadan kurtulup seninle birlikte oradan çıktığını doğruladılar. Open Subtitles هذا كثير من الحقيقة لكن عملائي يؤكدون بأنه نجى بمهرب قرب " قاردنسبيرق " معك
    Derisi yüzülen kurbanlarının bizimkilerle bağlantılı olduğunu doğruladılar. Open Subtitles لقد أكدوا أن الضحية من ضحايا السلاخ
    Pekâla, az önce doğruladılar iki bombacı da, aynı caminin cemaatinden. Open Subtitles -حسناً،إنهم أكدوا ذلك. -إثنين من الإنتحاريون عضوين بنفس المسجد.
    Böylece Jenner, inek çiçek hastalığına yakalanmış insanları bulmak amacıyla etrafı dolaştı ve sahiden de bu insanlar çiçek hastalığına yakalanmadıklarını doğruladılar. Open Subtitles ومن ثَمَّ بدأ جينر السفر بالجوار محاولاً اكتشاف أي شخص اصيب بجدري البقر وبثقة تامة، أكدوا جميعاً أن لا أحد فيهم قد اصيب بالجودري
    Tüm çekim boyunca senin burada olduğunu doğruladılar. Open Subtitles وكلهم أكدوا بانك كنت هنا طوال الوقت.
    Ebeler bu sabah doğruladılar. Open Subtitles المولدات أكدوا لى ذلك صباحا
    Bilgiyi doğruladılar. Open Subtitles لقد أكدوا الأمر ..
    Onun alış-veriş merkezinde olduğunu doğruladılar. Tamam. Open Subtitles -إنهم أكدوا انه كان بالسوق التجارى.
    Ayrıca tıpkı söylediği gibi Melanie'nin orada olduğunu da doğruladılar. Open Subtitles أكّدوا أيضاً أنّ (ميلاني) كانت هناك أيضاً، مثلما قال تماماً.
    Uçuş 408'in hacklendiğini doğruladılar. Open Subtitles أكّدوا بأنّ الطائرة 408 تمّ اختراقها.
    Bu yüzyılın başlarında evrenin dış alanlarını inceleyen bilim insanları, sıcak, yoğun, büyük bir patlamayla başlayan bir evrenden bekleyeceğiniz gibi yalnızca her şeyin birbirinden uzaklaşmakla kalmayıp aynı zamanda evrenin genişlemesinin hızlanıyor gibi göründüğünü doğruladılar. TED في مطلع هذا القرن، العلماء الذين يدرسون المراكز الخارجية للكون أكّدوا أنه ليس فقط كل شيء يتحرك بعيداً عن الأشياء حوله، كما نتوقع حدوثه في الكون الذي بدأ من الانفجار العظيم، إلا أن تمدد الكون يبدو أنه في تسارع.
    Bu yüzden önce bağlantı kuramadım ancak telefondaki laboratuvardı ve iki cinayette de aynı bıçağın kullanıldığını doğruladılar. Open Subtitles لهذا أنا لم أجعل الإتّصال في باديء الأمر، أمّا... لكن ذلك كان المختبر على الهاتف... وهم أكّدوا بأنّه كان نفس السكين في كلتا حالات القتل.
    FBI yetkilileri, firarilerden Arelio Linares'in ölü olarak ele geçirildiğini doğruladılar. Open Subtitles مسؤولي التحقيقات الفيدرالية اكدوا ان احد الهاربين " اوريلوا لينارس " 1 - قد قتل .. شينو , سيحاول الاتصال بي
    Gemma'nın öldüğü gece 8.15'de Zumba sınıfında olduğunu doğruladılar. Open Subtitles أكدّوا أنّكَ كنت في درس ... الـ(زمبا) الساعة 8: 15 (ليلة مقتل (جيما ...
    Adamın metresi olduğunu doğruladılar. Open Subtitles يؤكدون أن لديه سيدة خدم
    Poligondaki görgü tanıkları, Jackson'ın sık sık atış talimi yaptığını doğruladılar. Open Subtitles ومالك محلّ الرماية الذي زرته يقول لي أنّ (جاكسون) ، في الواقع يحبّ إطلاق النار بالأسلحة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus