Balistik inceleme onu öldürmek için kullanılan merminin elle doldurulduğunu doğrulamış. | Open Subtitles | أكد علم القذائف أن الذخيرة التي استخدمت لقتلها كانت يدوية الحشو |
Chuck Cedar'ın şok edici açıklamaları Blake Media'nın parçalanıp parça parça satılacağını doğrulamış oldu. | Open Subtitles | فالتصريح الصدمة من تشاك سيدار اليوم أكد أن مؤسسة بليك الإعلامية ستتمزق وتباع قطعة قطعة |
Bir aile yanlış tedavi iddiasında bulunmuş ama otopsi, solunum yetmezliğinden öldüğünü doğrulamış. | Open Subtitles | جرّب ستة عائلة واحدة اتهمته بالممارسة الخاطئة لكن تقرير الطب التشريح أكد على أن الوفاة كان بسبب فشل في التنفس |
Bana sarıldığında hissetmiştim ama bu da doğrulamış oldu. | Open Subtitles | شعرت بذلك عندما عانقتني لكن هذا يؤكّد الأمر |
Pekâlâ. Şerif Hughes bazı eşyaların çalındığını doğrulamış. | Open Subtitles | حسناً، إذن الشريف (هيوز) يؤكّد أنّه كان هناك سلسلة من سرقات المعدّات |
doğrulamış oldu. Düşündüğüm şeyi yani. | Open Subtitles | ذلك يؤكّد ما كنتُ أفكّر به |
Kocası Jacques intihar olduğunu doğrulamış. | Open Subtitles | لقد أكد زوجها (جاك) علي انتحارها |
En azından Divan'ın varlığını doğrulamış. | Open Subtitles | "على الأقل أكد وجود "المحكمة |
En azından Divan'ın varlığını doğrulamış. | Open Subtitles | "على الأقل أكد وجود "المحكمة |