bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
oyunu görürsünüz. Okuduğum yer Gana'da buna 'Owari' denir, doğu kıyısında 'Mancala', Kenya'da 'Bao' ve başka yerde 'Sogo'. | TED | يدعونها في غانا, حيث درستها, أواري, هنا في الساحل الشرقي تدعى منكالا, و باو في كينيا, و سوغو في أماكن أخرى. |
Orman cehenneminde saat on- doğu kıyısında saat kaçtır? | Open Subtitles | 2200ساعة فى غابة من الجحيم . ماذا نفعل .ذلك يجب ان يحدث فى الساحل الشرقى |
doğu kıyısında bulunan herkese iyi akşamlar, Batı kıyısında bulunan herkese iyi öğleden sonralar diliyorum. | Open Subtitles | مساء الخير لمَن على الساحل الشرقى وصباح الخير لمَن فى الغرب |
doğu kıyısında bir okula gitmek istiyorum! | Open Subtitles | انا اريد الذِهاب إلى مدرسةِ بالساحل الشرقي! |
Ben doğu kıyısında bir okul istiyorum. | Open Subtitles | أريد الذهاب إلى مدرسةِ بالساحل الشرقي |
doğu kıyısında öğrenim görmen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تذهب إلى كلية على الساحل الشرقي ؟ |
doğu kıyısında kumarhanelere girmesi yasaklanmış birkaç adamı araştırıyormuş. | Open Subtitles | كانت تتحرى في أمر شخصين منعا من الكازينوهات في أعلى وأسفل الساحل الشرقي |
Bugün doğu kıyısında, yeni Carroll tarikatının cinayetleri vardı. | Open Subtitles | كانت هناك موجة جرائم جديدة لطائفة كارول اليوم على الساحل الشرقي |
doğu kıyısında buluşmak için anlaşarak, yola çıktılar. | Open Subtitles | {\1cH004fc5ec}واعدين بالإجتماع في الساحل الشرقي |
Burası Güney Afrika'nın doğu kıyısında bulunan Natal. | Open Subtitles | هذه "ناتال" التي تقع على الساحل الشرقي لجنوب أفريقيا. |
Güney Afrika'nın doğu kıyısında, Transkei'deyiz. | Open Subtitles | "نحن في "ترانيسكاي على الساحل الشرقي "لـ"جنوب أفريقيا |
doğu kıyısında bir yer olmalı. | Open Subtitles | مما يدل على أنهم في الساحل الشرقي. |
Katie'nin de Eric diye bir ortağı var ama doğu kıyısında bir davada şu an. | Open Subtitles | "كيتي" لديها شريك يدعى "ايريك" والذي عالق في العمل على قضية في الساحل الشرقي |
doğu kıyısında bulunan hava savunmamızdaki uçakların sayısını arttırdık dünyadaki tüm Birleşik Devletler güçlerini alarm durumuna geçirdik. | Open Subtitles | وقد قمنا بزيادة عدد الطائرات في الدفاع الجوي على طول الساحل الشرقي لدينا فيما تم وضع جميع قوات الولايات المتحدة حول العالم في حالة تأهب |
doğu kıyısında seksi çıtırlar bizim çocuğu desteklemeye gidiyor. | Open Subtitles | أحضرنا مجموعة من الفاتنات ليدخلو مسارح الساحل الشرقى... . ليدعمو فتانا, لماذا لست مستيقظ؟ |
Tüm doğu kıyısında ölçümler hazırlandı Maryland' den Massachusetts'e kadar. | Open Subtitles | ثم تحديد النطاق بإمتداد الساحل الشرقى بأكمله من (مارى لاند) إلى (ماستشوست) |
doğu kıyısında bir cenaze. | Open Subtitles | والموظفُ ( إدوارد ستيفينز ) والذي من المفترضِ أن يكونَ حاضراً في جنازةٍ بالساحل الشرقي |