| Ee, Dock, temizlikte bize yardım edecek misin? | Open Subtitles | إذن يا دوك, هل ستساعدنا في تنظيف النهر ؟ |
| Jess sen Glass'sin. Dock sen benle. Joe, sende sokakta kalacaksın. | Open Subtitles | (جيس) أذهب مع (غلاس)، (دوك) تعال معي (جو)، أنت راقب الطريق |
| Dock, sen şunu ak. Glass, Jess sen ikisini al. | Open Subtitles | (دوك)، تولى أمر هؤلاء (غلاس) و (جـس) توليا أمر أولئك |
| Hey Dock, burada da mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | مرحباً دوك, أنت تعمل هنا أيضاً ؟ |
| Dock rıhtımda çalışıyor. Bu yüzden ona Dock derler. (Rıhtım: | Open Subtitles | دوك يعمل في الميناء لذا اسمه دوك |
| Aa, kardeşlerim Dock ve Shoe'dan bahsediyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تتحدث عن أخوتي دوك و شوو |
| Hickory Dickory Dock, ...fare çıkmış yürüyüşe. | Open Subtitles | هيكوري ديكوري دوك الفأر ذهب في نزهة |
| Evet. 21 White Dock Sokağı. | Open Subtitles | نعم, 21 شارع وايت دوك |
| Joe, Dock'u Murray ve Slim'le götür. Biz parayı saklayacağız. | Open Subtitles | (جو) خذ (دوك) مع (موراي) و (سليم) و نحن سنخبأ المال |
| Zamanı geldiğinde Joe ve Dock'ı da çıkaracağız. | Open Subtitles | -سأخرج من هذا (لو ) و عندما يحين الوقت سنقوم بإخراج (جو) و (دوك) |
| Sen ve Dock 12 alırsınız. Dört senede çıkarsınız. | Open Subtitles | أنت و (دوك) لن تحصلا على أكثر من 12 سنه يجب أن تخرجا بعد 4 سنوات |
| Dock Newton'ın yaraları hapisteyken iyileşti. | Open Subtitles | (دوك نيوتن) تعافى من جراحه في مستشفى السجن |
| Görgü tanıklarına göre Dock'ın 1968'deki banka soygununda o kaçış arabasını kullanıyordu. | Open Subtitles | قال شهود عيان بأنه كان يقود سيارة مهربه بسرعة في عام 1968 مع (دوك) لكن (ويليس) نفى ذلك بشده، في الواقع |
| Ben Dock değilim Shoe'yum. | Open Subtitles | أنا لست دوك, أنا شوو |
| Merhaba Dock, Shoe buralarda mı? | Open Subtitles | مرحباً يا دوك هل شوو هنا ؟ |
| Dock Ellis hikayesini duydun mu hiç? | Open Subtitles | هل سمعت قصه دوك أليس |
| "Amber Blue Dock Bar" kocamın gece eğlencesine katılmasını istedi ve ben de onun adına cevap verdim. | Open Subtitles | "آمبر بلو دوك بار" أرادت أن تعرف ما إذا كان زوجي يود الحصول على المرح في ليلة متأخرّه، لذلك أن مُظرة نيابة عنه... |
| Ben büyürken sen ve Dock hapisteydiniz. | Open Subtitles | عندما كنت أكبر، كنت أنت و (دوك) موقوفان في السجن... |
| Sakin ol Dock. Hadi. | Open Subtitles | أصمد (دوك)، (دوك) هـيـا تـبـاً |
| Dock sızlanmayı kes. | Open Subtitles | لا عليك، (دوك) هيا، كفى نباحاً |