Kesinlikle nefes kesiciydi ve gördüğümüz bu hayvan, beslenme dokunaçları bütün ve tam uzatılmış olarak, iki katlı bir ev uzunluğunda olmayıdı. | TED | كان الأمر مذهلا تماما، ولدى هذا الحيوان مخالب للتغذية سليمة و ممدة بالكامل، وقد يكون طولها مطول بيت مكوّن من دورين. |
"O, söylendiği gibi, ne 2.40 metre boyunda ne de dokunaçları var..." | Open Subtitles | انه ليس بثمانية أقدام طول ، كما ورد ، وليس له مخالب... |
Denizanasının zehirli dokunaçları akciğer ödemine sebep oldu. | Open Subtitles | لها مخالب سامة تسبب وذمة جينا. |
Tümörün dokunaçları beynin diğer bölgelerine doğru genişliyor. | Open Subtitles | مجسات الورم تنتشر الى مناطق مجهولة في دماغه |
Güneş gülünün dokunaçları canlı birer sinek kağıdı gibidir. | Open Subtitles | مجسات السنديو هي كمائن حيّة للذباب |
Ahtapot dokunaçları Yabangülü püresi | Open Subtitles | "مع مجسات الحبار وبراعم زهرة الكلب |
Güçlü dokunaçları, 70.000 iğne ile donatılmış vantuzları ve eti delip geçen jilet gibi keskin bir gagaları vardır. | Open Subtitles | لديهم لوامس قويّة، ممصّات يحيط بها 70.000 خطاف وفم حادّ جداً لتمزيق اللحم. |
Tüm denizanalarının besinleri yakalamak için iğneli dokunaçları vardır. | Open Subtitles | لدى جميع القناديل لوامس لاسعة يصيدون بها طعامهم. |
Onun çekim gücünün dokunaçları arasından kayıyoruz. | Open Subtitles | ونبدأ في الإنفلات من مخالب جاذبيتها |
Deniz şakayıklarının dokunaçları ölümcül düzeyde zehirlidir. | Open Subtitles | مخالب شقائق النعمان سامة، مميتة أيضا |
Ahtapot dokunaçları mı? | Open Subtitles | مجسات أخطبوط؟ |