"dokunmadık" - Traduction Turc en Arabe

• نلمس
• نلمسه
• نتلامس
• نمس
• نلمسها

Bir şeye dokunmadık. Varlık olabilir, rastgele arızalara sebep oluyor.
نحن لم نلمس شيئا ، الكائن ربما كان من يحدث هذه الحوادث

Eğer istiyorsan ters çevir. Daha kıçına dokunmadık.
اذا كنت تريد يا رجل يمكننا ان نقلبها . نحن لم نلمس جزئها الخلفى بعد

Öpüşmedik, birbirimize dokunmadık. Hiçbir şey yapmadık, yemin ederim.
لم نقبل بعضنا ولم نلمس بعضنا لا، أقسم لك

İlk işimiz onu tekrar düzenlemek oldu, sonrasında onlara tekrar gösterdik ve dedik ki: "Biliyormusunuz, ona dokunmadık, ama programınızın yanlızca üçte biri iletişim araçları ve kitaplara ayrılmış.
كان لدينا اول عملية لإعادة الهضم عد اليهم , ارهم اياه وتكلم اتعلمون ماذا ؟ لم نلمسه لكن ثلث برامجكم الخاصة مكرسة للإعلام والكتب

Aman Tanrım, olamaz. Yani, hiç dokunmadık ki.
يا الهي، لا يمكن أن تكون هذه أقصد إننا لم نتلامس

Yoma'ya dokunmadık çünkü ne yapacağımızı bilmiyormuş gibi davrandık.
لم نمس "اليوما" لاننا لم نعرف من يتظاهر بذلك

Biz o kıza dokunmadık.
لا ، لا ، لا ، لا لم نلمس تلك الفتاة مُطلقاً

Arabasına dokunmadık, o yüzden burada bırakacağız. Anladın mı?
لم نلمس سيارته لذا سنتركها هنا، هل تفهمين؟

Seni temin ederim, eşyalarına hiç dokunmadık.
أؤكّد لك لم نلمس أيّاً من أشيائك

Seni temin ederim, eşyalarına hiç dokunmadık.
أؤكد لك أننا لم نلمس أي شيء من أغراضك

Bill ile birbirimize dokunmadık bile, ölüp gömülünceye kadar da böyle olacak.
(بيل) و أنا لم نلمس بعضنا البعض حتى وقت طويل

Hiçbir şeye dokunmadık.
اننا لم نلمس اى شىء

İstediğiniz gibi hiç bir şeye dokunmadık.
لم نلمس أيّ شيء، مثلما طلبتم.

Odasına dokunmadık.
؟ لم نلمس غرفتــُـه

Aylardır birbirimize dokunmadık.
ولم نلمس بعضنا حتى منذ أشهر

Körfez akıntısından çektik ama onun haricinde dokunmadık.
توجب علينا ان نسحبه من الحوض, لكن عدى ذلك, لم نلمسه...

Adama dokunmadık bile.
نحن حتى لم نلمسه.

Hayır, ona dokunmadık bile.
كلا.. ؟ لم نلمسه

Scott ve ben hiç birbirimize dokunmadık, Jack.
(لم نتلامس قط انا و (سكوت), يا (جاك

Birbirimize hiç dokunmadık yani.
- نحن لم نتلامس

- Hayır, hiçbir şeye dokunmadık, Bay Holmes.
لم نمس شيء (سيد (هولمز

Tanrım, ona hiç dokunmadık. - Yalan söylüyor.
يا إلهي نحنُ لم نلمسها - إنها تكذب -