"dokunup" - Traduction Turc en Arabe

    • لمس
        
    • تلمس
        
    • اللمس
        
    • لمسه
        
    Bir nöroloji bilimi öğrencisi olarak hep çeşitli beyin yapılarına dokunup oynayabildiğim gerçek bir makine ile bu karmaşık beyin yapılarını öğrenme ve hatırlama yeteneğine dair hayaller kurardım. TED بصفتي تلميذا في علم الأعصاب، فأنا دائما أحلم بالقدرة على تعلم و حفظ كل هذه البنيات الدماغية المعقدة بواسطة آلة حقيقية، تمكنني من لمس و التلاعب بمختلف البنيات الدماغية.
    Onun üreme organlarına dokunup dokunmadığınızı bilmiyoruz, ya da onun sizi, onu tutmaya zorlayıp zorlamadığını. Open Subtitles أنا لا أعرف حتى اذا كان لمس أعضائك التناسلية، أو جعل كنت أعتبر في يديك.
    Siz ikiniz rahat dursanız da ben yanınızdayken birbirinize dokunup durmasanız? Open Subtitles أيمكنُكما أن تهدأ عندما تكونا حولي؟ توقفا... عن لمس بعضكما البعض
    Yüzüne ve kollarına dokunup, sarmaya çalışan şey yaprak ya da bitki değildi. Open Subtitles لم تكن النباتات او الشجيرات من تتبعه تلمس يديه ووجهه
    Bir tele dokunup, yere basmazsan, güvencedesin. Open Subtitles طالما أنك لم تلمس سلكا واحدا ولا تلمس الأرض فلن تموت بالكهرباء
    Her ata bültendeki atların isimlerini veriyormuş dokunup fısıIdayarak. Open Subtitles وانه لا يعطي مساومة لكل حصان باسم حقيقي... تفعل ذلك فقط من خلال اللمس والهمس.
    dokunup, hissedip, koklayacakları bir şey. Open Subtitles شيىء يمكنهم لمسه و الشعور به و شم رائحته
    Deneyebileceğiniz başka bir şey ise aktif iletişim ve katkı sağlama yerine yani yüz yüze, veya insanlara omuzundan dokunup merhaba diyip toplantılarda alıkoymak yerine, iletişimin biraz daha pasif yolları ile değiştirmek yani email ve anlık mesaj servislerini kullanmak gibi, ya da katkı sağlama ürünleri -- bunun gibi. TED شيء آخر يمكنك محاولته هي التحول من النشاط الاتصال والتعاون و هي أشياء وجه لوجه لمس الناس علي أكتافهم , و ان تقول لهم مرحبا , وعقد الاجتماعات و إستبدلها بطرق إتصال أكثر غيابيه بإستخدام طرق كالبريد الإلكتروني أو التراسل الفوري أو المنتجات التعاونيه , أو اشياء من هذا القبيل.
    Omzuma dokunup "siktir git" dermiş gibi. Open Subtitles هذا كأنة لمس كتفي وقال لي اللعنة عليك
    Yeni Zelanda'ya gittiğimde yapacağım ilk şey botanik bahçelerine gidip çimlere ve çiçeklere dokunup, koklamak olacak. Open Subtitles عندما أعود إلى نيوزيلندا أول شيء أتوق للقيام جيدا أولا، أول شيء هو الذهاب من خلال الحدائق النباتية ومجرد لمس العشب ورائحة الزهور.
    Şifa veren eliyle dokunup yarasını iyileştirmiş. Open Subtitles ... ختمجرحهاب لمس يدّه الموهوبة.
    Cesur, dokunup devam ediyor. Bir taşı avlıyor. Open Subtitles الصغير لمس الحقيبة ويستمر.
    Cesur, dokunup devam ediyor. Bir taşı avlıyor. Open Subtitles الصغير لمس الحقيبة ويستمر.
    Yüzüne ve kollarına dokunup, sarmaya çalışan şey yaprak ya da bitki değildi. Open Subtitles لم تكن النباتات او الشجيرات من تتبعه تلمس يديه ووجهه
    Birinin hayatına dokunup öylece bırakamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تلمس حياة شخص و تفر منه بهذه السهوله
    Hani senin koluna dokunup çok yakınlaştı ya bir ara? Open Subtitles تذكر حين كانت تلمس ذراعك وتميل إليك بقرب شديد؟
    Çünkü karnıma dokunup duruyor ve bu şekilde gülümsüyor. Open Subtitles لأنها تظل تلمس معدتى وتشم كذلك.
    Çünkü karnıma dokunup duruyor ve bu şekilde gülümsüyor. Open Subtitles لأنها تظل تلمس معدتى وتشم كذلك.
    dokunup dokunamayacağınız şeyler. Open Subtitles اللمس عدم او اللمس بأمكانكم هل هي,
    İnsanlara dokunup geçmişi görüyormuşsun. Open Subtitles ترى أشياء عن طريق اللمس صحيح ؟
    dokunup, tadıp, görebildiğin bir şeyden fazlasına. Open Subtitles شيء ليس لك المقدرة على لمسه أو رؤيته
    Anne, bırak onu. dokunup durma! Open Subtitles أمي، أنزليه توقفي عن لمسه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus