Emin değilim. Ama senin arabanla dolaşıyorduk. İçinde isimlerin yazılı olduğu bir listesi var. | Open Subtitles | لست متأكد لكن كنا نتجول في الانحاء بسيارتك وهو لديه قائمة بأسماء .. |
Gemiyle dolaşıyorduk fakat o, gölün daha derinlerini keşfe çıkmak için kanoya binmek istedi. | Open Subtitles | كنا نتجول علي باخرة ولكنه أراد أن يأخذ زورق ويتوغل أكثر في البحيرة |
Bir yıl geçtikten sonra dışarı çıkmaya başladık ne yapacağını bilmeden etrafta dolaşıyorduk hayatta kalacak bir yer arıyorduk. | Open Subtitles | لذا، بعد عام بدأنا بالخروج، نتجول و لا نعرف ما نفعل. نحاول فقط إيجاد مكان لننجو. |
Açılmış hava yastığıyla dolaşıyorduk. | Open Subtitles | كنا نسير والصداده الهوائيه معطله |
Sokaklarda boş boş dolaşıyorduk. | Open Subtitles | كنا نسير في الشارع |
Şehirde dolaşıyorduk. | Open Subtitles | كنا نتجول حول المكان |
Etrafta dolaşıyorduk, | Open Subtitles | بينما كنا نتجول معاً |
Sadece dolaşıyorduk. | Open Subtitles | نحن نتجول فقط |