dolabınızda asılı olduğunu söylediniz. Hep öyle yapıyorsunuz. | Open Subtitles | وأخبرتنى انها ستكون موجودة فى خزانتك مثلما تفعل دائماً |
Duyulan silah sesleri, kurşunların açtığı delikler tırabzan ve kilimdeki kan izleri dolabınızda gizlenmiş kıyafetleri ve birden ortadan kaybolması. | Open Subtitles | طلقات نارية سُمعت , ثقوب وُجدت دماء على الدرابزين والسجادة ملابسة مخفية داخل خزانتك وهو نفسه أختفى |
Efendim, sizin dolabınızda, aile resimleri gibi şahsi eşyalarınıza bakıyordu. | Open Subtitles | سيدي كان في خزانتك الخاصة ينظر الى أشيائك الشخصية صور العائلة |
Sizin el yazınızla yazılmış ve dolabınızda bulundu. | Open Subtitles | وتمّ العثور عليه منقوشاً على لوح خشبيّ بخزانتك. |
Bu tahta dolabınızda bulundu. S-204 üzerinde bu numaralar yazıyor. | Open Subtitles | هذا اللوح تمّ العثور عليه بخزانتك مُدوّن عليه هذه الأرقام "إس-204"... |
Bundan 2 hafta sonra da dolabınızda palet bulundurup masanızda da ıslak şekilde oturdunuz. | Open Subtitles | ولمدة اسبوعين بعد ذلك كان لديك زعنفة في خزانتك وجناح مبتل على مكتبك |
Katil ya da hayvan doldurucusu değilseniz dolabınızda mecazi değil de gerçek iskeletler olması çok zor. | Open Subtitles | ما لم تكن قاتلاً أو محنطاً، فمن النادر أن تحتفظ بهياكل عظمية حقيقية في خزانتك. |
dolabınızda bu tahta bulundu, üzerinde S-204 numaraları yazılmış. | Open Subtitles | هذا اللوح تمّ العثور عليه بخزانتك مُدوّن عليه هذه الأرقام "إس-204"... إنّها غير واضحة بعض الشيئ الآن أليس صحيحاً؟ |
Bunlar Doktor Condon'un adresi ve telefon numarası fidyeyi ödeyen adamınkiler el yazınızla, dolabınızda bir tahtanın üzerinde yazılı. | Open Subtitles | إنّه عنوان ورقم هاتف الطبيب (كاندن)... الرجل الذي دفع مال الفدية، مُدوّن بخطّ يدك. وتمّ العثور عليه منقوشاً على لوح خشبيّ بخزانتك. |