Artık ihtiyarladım boş boş dolanıyorum mazide kalmış milyonlarca ufak, önemsiz hatayı düzeltmeye çalışıyorum sırf elimde fırsat varken yapmam gerekeni yapmadım diye. | Open Subtitles | بت الآن عجوزا أجوب بالأرجاء أحاول إصلاح ملايين الأخطاء التي باتت من الماضي ما عاد لها معنى |
Saatlerdir dolanıyorum. - Sıçayım böyle işe! | Open Subtitles | "أجوب المكان منذ ساعات، اللعنة" |
Çevrede dolanıyorum ve bizim fiyatlarımızın beş katı fiyatlarla saç kesen kuaförlere bakıyorum. | Open Subtitles | أتجول في المدينة وأرى كل هذه صالونات الحلاقة التي ترفع ثمن الخدمة خمس أضعاف مقارنة بأسعارنا. |
Sokağın etrafında bir sattir cesaretimi toplamak için dolanıyorum ki kendimi onlara gösterebileyim. | Open Subtitles | كنت أتجول في الجوار لمدة ساعة، محاولة الحصول على الشجاعة الكافية لإظهار وجهي هناك في الداخل |
Sanki havada duruyorum ve yukarıdan kendime bakıyorum pis, yaşlı ve sikik bir köpek gibi etrafta dolanıyorum. | Open Subtitles | ....... اشعر اني اطير وانظر علي نفسي من أعلي أتجول كأنني كلب وحيد عجوز |
Etrafta dolanıyorum Kurabiye adam gibi." | Open Subtitles | وأرقص حول نفسى كالجنى الصغيــر |
Etrafta dolanıyorum Kurabiye adam gibi." Çok komikti. | Open Subtitles | وأرقص حول نفسى كالجنى الصغير |
Her zaman yanında, etrafında dolanıyorum. | Open Subtitles | {\1cHFFFFFF\3cH03698b\a6}أنا دائماً قريب أتجول بجوارك |
Bir süredir dolanıyorum ve birçok şey gördüm. | Open Subtitles | كنت أتجول في كل مكان ورأيت معظم الأمور |
Arabayla dolanıyorum. | Open Subtitles | أحب أن أتجول في الانحاء |
"Brooklyn'de yaşamama rağmen neden şehirde dolanıyorum?" mu? | Open Subtitles | ..لماذا أتجول في المدينة" "بينما أنا أعيش في (بروكلين)؟ |
Etrafta dolanıyorum. | Open Subtitles | أتجول |