Yakında o güzel yeşil duman ciğerlerini, sis de beyinlerini dolduracak. | Open Subtitles | سرعان ما سيملأ ذلك الدخان الأخضر رئاتهم و يُغشي على عقولهم |
Onca maktul arasında, palyaço arabasını dolduracak kadar kemik topladılar. | Open Subtitles | بين كل هؤلاء الضحايا، لديهم عظام كافية لملء السيارة مهرج. |
Hayatını dolduracak bir odaya ihtiyacın var ve bence bu oda buna muhteşem bir cevap. | Open Subtitles | أنت تحتاج شيئاً يملأ لك حياتك وأنا أعتقد أن هذه الغرفة هي الشيء المثالي |
Menajerimizin yerini dolduracak biri arıyoruz ve buralı biri olsun isterim. | Open Subtitles | ونحن نتطلع إلى ملء مركز مديرنا وأود أن يكون ولدا محلي. |
Bütün Cheapside'ı dolduracak kadar dayıları olsa da benim için fark etmez. | Open Subtitles | سيكون أمراْ مقبولا للغاية لو ان لديها ما يكفى من الأخوال لملأ الجزء الفقير من البلدة |
Bu lökositler bir kılcal damarınızı dolduracak kadar büyük bile olabilirler, Böylelikle önlerindeki plazma alanını açarlar | TED | وقد تكون كبيرة جدا وتكاد تملأ الشعيرة مما يسبب فجوة في بلازما الدم أمامها |
Merhaba, Sheriff. Bayan Clinton tabaklarınızı ve kupalarınızı dolduracak. | Open Subtitles | مرحباً، ماريشال سّيدة كلنتن ممكن ملأ قدحان وصحن. |
Hem o pozisyonu dolduracak birine de ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | وتحتاجين إلى شخصًا ليشغل منصبه |
Şu an ile akşam yemeği arasındaki vakti dolduracak kadar uzağa. | Open Subtitles | إلى البعيد الذى سيملأ الوقت من الآن حتى العشاء |
Onu özlesek de, sevgisi boşluğu dolduracak ve karandlığı dağıtacaktır. | Open Subtitles | وأنه علي الرغم من أننا سنفتقده, سيملأ حبنا الفراغ ويبدد الظلام. |
İçimdeki boşluğu o dolduracak sanıyordum. | Open Subtitles | وبأنّه سيملأ الفراغ الذي أحسستُ به داخلي |
Ama biz akıllı insanlarız ve kesinlikle uzun vadede hayatımızı hak eden şeylerle dolduracak güce sahibiz. | TED | لكننا أناسٌ أذكياء وعلى المدى الطويل لدينا القوة لملء حياتنا بالأشياء التي تستحق الوجود. |
Orada arka dişini dolduracak kadar bile altın yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يكفي من الذهب هناك لملء أسنانك. |
Dunya uzerinde, 50 gezegeni dolduracak kadar yasam var-- bitkiler, hayvanlar, insanlar, mantarlar, virusler-- hepsi yerlerini bulmaya calisiyorlar, birbirlerini itiyorlar, birbirlerinden besleniyorlar, | Open Subtitles | هناك حياة على الأرض تكفي لملء خمسين كوكب نباتات حيوانات بشر فطر، فيروسات الكل يتزاحم ليجد له مكان |
Yüzbaşı, ikimizin de Reese'in yerini dolduracak birine ihtiyacımız olabilir ve bilmeni isterim ki her zaman benimle konuşabilirsin. | Open Subtitles | كابتن.. كلانا قد يحتاج لمن يملأ مكان ريس و.. همم |
Bu kaynayıp odayı asitle dolduracak, ilgi alanımdır. | Open Subtitles | سيسخن هذا كثيرا، و يملأ الغرفة بالحمض ربما يهمكم هذا |
Kont sana yarım doz verdi ama yüzme havuzunu dolduracak kadar ter döktün. | Open Subtitles | الكونت أعطاك نصف جرعة فحسب، لكنّك تعرّقت كثيرًا بما يملأ بركة صغيرة. |
Bu çello ile eski dünyalıların gözlerinden Manş Denizini dolduracak kadar yaş akıttığını biliyoruz. | Open Subtitles | التي دفعت الكثير من العيون المتحجّرة في العالم إلى ذرف الدموع بكميات يمكنها ملء القناة الانجليزية |
Kazanan onları dolduracak. | Open Subtitles | لذا الفائز يقوم بإعادة ملء تلك المغذيات. |
Birkaç kere görmüştüm ama kavanoz dolduracak kadar çoğunu görmemiştim. | Open Subtitles | رأيتها بضعة مرات لكن أبدا بما يكفي لملأ جرة مثل هذه |
Bu akşamüstü, makinem bu evi devasa bir elektromanyetik radyasyonla dolduracak. | Open Subtitles | هذا المساء .. آلتى سوف تملأ المنزل بمجال هائل |
Ortalığı sallayacağım bakalım kim şapkasını daha hızlı dolduracak. | Open Subtitles | سأغني, وسنرى من يملأ القبعات أسرع يقصد ملأ القبعة بالنقود لأن بعض العازفين يكونوا مفلسين فيعزفوا* *في الشارع ويضعوا قبعاتهم أمامهم لكي يضع لناس النقود |
Matthews'un yerini dolduracak. | Open Subtitles | ليشغل مكان ماثيوز |
- Daha şimdi mi dolduracak? - Bagajları yükleyeyim. | Open Subtitles | سيذهب ليجلب بعض الزيت الآن ستحتاج مساعدة لحمل هذه الأمتعة |
İçinde kendi yarattığı boşluklar oluşmaya başladı ve o boşlukları dolduracak şeylere ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | كانت لديه كلّ هذه الثقوب التي حفرها في نفسه، وكان عليه أن يجد طرق لملئها. |
Tekrar tekrar resme geri dönüyor, cevabı ve boşluğu dolduracak o hikayeyi arıyorum. | TED | مرة بعد مرة، أعود للوحة أبحث عن الجواب، أبحث عن القصة لملئ الفراغ |