"doluymuş" - Traduction Turc en Arabe

    • مليئة
        
    • محجوزة
        
    • ممتلئة
        
    • ممتلئ
        
    • ملئ
        
    • محملة
        
    • مملوءة
        
    • ملىء
        
    • مشحونة
        
    Teyzemin dediğine göre orası yarasa doluymuş, az daha küften ölecekmiş. Open Subtitles عمتى تقول بأنها مليئة بالحشرات وكان على وشك الموت من التعفن
    Teyzemin dediğine göre orası yarasa doluymuş, az daha küften ölecekmiş. Open Subtitles عمتى تقول بأنها مليئة بالحشرات وكان على وشك الموت من التعفن
    Kötü haberlerim var. Düğünde istediğin grup 25 Mayıs'ta doluymuş. Open Subtitles فرقة حفل الزفاف التي اردتها محجوزة في يوم 25 مايو
    Yüzde 40'ı doluymuş gibi davranıyorum. Open Subtitles .إنني أتصرف وكأنها ممتلئة بأربعين بالمئة
    Bu yol gizli hazinelerle doluymuş... erkekleri ebedi mutluluğa götüren türden. Open Subtitles المسار ممتلئ للوصول للكنز المخفي إنه يقود الرجل لمتعة أبدية
    Ve bizim adamımızı bulduklarında vücudundaki yara kurt doluymuş. Open Subtitles .و اسمعهذا. عندماوجدواهذاالرجل, تجويف معدته كان ملئ باليرقات
    Mücevher satıyorlarmış.Bir duvar kasaları varmış.İçi de doluymuş. Open Subtitles باعوا المجوهرات. كان لديهم آمنة الجدار . أنها كانت محملة بضائع .
    Soluk borusu zarar görmüş. ÖIdüğünde ciğerleri kan doluymuş. Open Subtitles أضرار داخلية بمدخل الهواء رئتيه كانت مملوءة بالدماء عندما مات
    Sandığı görüp görebileceğin en şık kıyafetlerle doluymuş. Open Subtitles يقولون لى أن لديها صندوق ملىء بالملابس الانيقة
    Bugünlerde senin pillerinin şarjı da bayağı doluymuş. Open Subtitles بطارياتك مشحونة تماماً هذه الأيام.
    Ancak camdaki mineral izi gösteriyor ki, yakın zamana kadar tamamen doluymuş. Open Subtitles لكن البقايا المعدنية على الزجاج توضح انها كانت مليئة الى وقت قصير
    Gizli Servis mensuplarından duyduğuma göre hepinizin evleri dinleme aygıtlarıyla doluymuş. Open Subtitles أسمع في كل مكان أن الأعضاء في الخدمات السرية منازلهم مليئة بالميكروفونات وأنواع أخري من الأشياء
    Kaleyi doluymuş gibi göstermeye çalıştım. Open Subtitles نعم لقد حاولت جعل القلعة تبدوا وكأنها مليئة بالرجال
    Dikkat edin, göbeği nitrogliserin ile doluymuş gibi sallanıyor. Open Subtitles انتبهوا, معدته تهتز كزبدية مليئة بالنتروغلسرين
    - Niye almamış peki? - Çünkü 9:00 uçağı doluymuş, évidemment. (açıkçası.) Yer yokmuş. Open Subtitles لأن رحلة الساعة التاسعة كانت محجوزة بالكامل لم يكن لديها مكان
    Sanırım teklif yapmışlar, ama bütün vücudu doluymuş. Open Subtitles سمعت أنهم أتصلو به لكن جثته كانت محجوزة.
    Bu variller iki saat öncesine kadar ağzına kadar doluymuş. Open Subtitles لقد كانت هذه الأحواض ممتلئة منذ حوالي ستّة ساعات
    Yüzde 40'ı doluymuş gibi davranıyorum. Open Subtitles .إنني أتصرف وكأنها ممتلئة بأربعين بالمئة
    Telefonum gümüş dolarlarla doluymuş! Open Subtitles هيه,هاتفي ممتلئ بالدولارات الفضية
    Depo yarısına kadar doluymuş. Open Subtitles اذن الخزان نصف ممتلئ
    Onu öldürmek ister gibi öfke doluymuş. Open Subtitles ملئ بالغضب,.. كما لو كان يريد قتلك؟ ارى وجهه.
    Cesedi bulduklarında teknesi Japon turistlerle doluymuş. Open Subtitles هو و قارب ملئ بالسياح اليابانييين عثروا عليه هنا في المياه
    Calafuego 1647'de battığında İspanyol devletine giden hediyelerle doluymuş. Open Subtitles "كالافويغو" الحقيقية غرقت في 1647 محملة بالهدايا للحكومة الإسبانية
    Papaz evi bavullarla doluymuş. Yahudiler'in bavulları mı? Open Subtitles الكنيسة كانت مملوءة بالحقائب
    Tabii ki onlara söyledim. Bu konuda yapabilecekleri hiçbir şey yok. Bütün odaları doluymuş. Open Subtitles بالطبع قد أخبرتهم . لا يمكننى فعل شىء حيال ذلك , الفندق ملىء بالحشد
    Senin evin de doluymuş! Open Subtitles شقتك مشحونة ايضا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus