Bu başınıza geldiğinde, düşünmeye ve dua etmeye vaktiniz yoktur. | TED | عندما يحدث لك ذلك، لن يكون هناك وقت للتفكير، ولا حتى للصلاة. |
dua etmeye yabancıyım, dostluğunu haketmiyorum, sevgini haketmiyorum. | Open Subtitles | ولقد كنتُ هاجرًا للصلاة وغير مستحق لمودتك وحبك |
Korumasız dimdik yaşayarak aralıksız dua etmeye kendini adadı. | Open Subtitles | استمر على تلك الحال ، بلا ملجأ مكرساً جُل وقته للصلاة |
Bir dostuma dua etmeye geldim. Hasta mı? | Open Subtitles | أنا هنا لكى أصلي لصديق لى هل هو مريض ؟ |
Sizin için dua etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأدعو لك. |
İnşallah haklısındır, yoksa büyükbabanın tarafından gelen hokus pokus için dua etmeye başla. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني محقة أو سوف تبدئي بالصلاة لتدخل مفاجئ من عائلة جدك |
dua etmeye başlasan iyi olur Earp. Son kozunu da oynadın. | Open Subtitles | يستحسن أن تبدأ فى الصلاة يا إرب لانك قمت بخدعتك الاخيرة |
Ben derim ki, kiliseye gidip dua etmeye başlasanız iyi edersiniz. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أنه من الآفضل أن تذهب للكنيسة و تقوم ببعض الدعاء |
Sizleri Kutsal Babamızın iyileşmesi için dua etmeye davet ediyorum. | Open Subtitles | اتمنى ان تلحقوا بنا للصلاة للدعوة بتحسن صحة البابا |
Tüm ev halkı için büyük bir olaydı. Gaziler Günü. Okuldan çıkardım ve dua etmeye giderdik. | Open Subtitles | كان ذلك امراً كبيراً في منزلنا كنا نذهب للصلاة دائماً |
Tüm ev halkı için büyük bir olaydı. Gaziler Günü. Okuldan çıkardım ve dua etmeye giderdik. | Open Subtitles | كان ذلك امراً كبيراً في منزلنا كنا نذهب للصلاة دائماً |
İçten bir şekilde dua etmeye hazır değilsen, din değiştirmeyi düşünme. | Open Subtitles | لكن لا تُفكّر بالتحول للإسلام مالم تذهب للصلاة |
Eğer dua etmeye geldiysen, yarın sabaha kadar beklemek zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت تحتاج للصلاة سأكون هنا صباح الغد |
Biraz daha fazla dua etmeye ihtiyacım var. Görünüşe göre o kadarı işe yaramıyor. | Open Subtitles | احتاج للصلاة أكثر على ما يبدو, فهي لا تنفع |
İçten bir şekilde dua etmeye hazır değilsen, din değiştirmeyi düşünme. | Open Subtitles | لكن لا تُفكّر بالتحول للإسلام مالم تذهب للصلاة |
Çoğu kadın, gebe kalmak için dua etmeye oraya gidiyor. | Open Subtitles | العديد من النساء يأتون للصلاة هنا ليصبحوا حمّل |
Bir dostuma dua etmeye geldim. Hasta mı? | Open Subtitles | أنا هنا لكى أصلي لصديق لى هل هو مريض ؟ |
Ölülere dua etmeye. | Open Subtitles | لأدعو للميّت. |
Arkamı dönüp yattım, uyumaya çalışırken gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. | Open Subtitles | إنسدحت وأغلقت عينيّ وبدأت بالصلاة إنتظاراً للنوم |
dua etmeye devam ediyorum çünkü bundan kurtulabileceğimden emin değilim. | TED | سأستمر في الصلاة لأنني لست متأكدة أنني سأخرج من هذا المأزق. |
Kum yemeği seven bir çocuk için dua etmeye başlaman gerekiyor çünkü yıpranmış, buruşuk memelerinden başka bir şey gelmeyecek. | Open Subtitles | كل عليكِ فعله هو الدعاء أنكِ تنجبين طفلا يحب أكل أكل التراب |
Kiliseye annem için dua etmeye gidiyorduk. | Open Subtitles | نحن ذاهبون للكنيسة لنصلى على امى |
Düşünüyordum da, davul sesini çıkaran adam... belki orada yaşıyordur ve buraya dua etmeye geliyordur. | Open Subtitles | أعتقد أن من يطرق الطبول يسكن فيها يعييش هناك ثم يأتي للصلاه |
Keşişler sabah 4.00 gibi dua etmeye kalkarlar. | Open Subtitles | الرهبان يستيقظون في الرابعة صباحاً ليؤدوا صلاتهم |
Burada Allah'a dua etmeye çalışıyorum, Cass. | Open Subtitles | انا احاول ان اصلي إلى ربي يا كاسي |